fbpx
2021 Güz Dönemi – Proje Sergisi

Metabolik Keşifler / Metabolic Discoveries

Programın omurgasını oluşturan Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu, geleneksel mimari stüdyo pratiklerinin sınırlarını aşarak, güncel kentsel sorunlara disiplinler arası bakış açısıyla yaklaşıyor.

2021 Güz Dönemi’nde “Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu”nda, katılımcılarımız bireysel ilgi alanı ve deneyimleri doğrultusunda belirledikleri proje ve araştırmaları, Zuhal Kol, Carlos Zarco Sanz, Tuna Han Koç ve Zeynep Altınbaşlı yürütücülüğünde geliştirdi.

Stüdyo yürütücüleri Zuhal Kol, Carlos Zarco Sanz, Tuna Han Koç ve Zeynep Altınbaşlı, 2021 Güz Döneminin ana temasını “Metabolik Keşifler / Metabolic Discoveries” olarak tanımlıyor.

“Metabolik Keşifler”, çağdaş toplum ve doğal çevrenin dinamikleri içinde alternatif türdeki işbirliklerinin, ortak hareketlerin, evrimlerin veya karşı tepkilerin araştırılmasını kapsıyor. Ekolojik, sosyal, ekonomik, teknolojik, biyolojik, kültürel ve politik boyutlar arasında soruları kışkırtan bu tema, insan ve doğal alanların kesiştiği noktada yeni karşılaşmaları artırmayı hedefliyor.

Dönem boyunca, stüdyo kapsamında yapılan çalışmaları destekleyecek tarihsel-kuramsal, ayrıca teknik yönteme ilişkin seminer dizileri, disiplinler arası nitelikte tartışma ve buluşma ortamı sağlayan Cumartesi Aurası konferansları, kolektif düşünme ve üretime yönelik çalışmalar gerçekleştirildi.

STÜDYO YÜRÜTÜCÜLERİ

Tuna Han Koç

1986 yılında Erzurum’da doğdu. 2006 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Bölümü‘nden mezun oldu. Çalışmalarını 2011-2015 yılları arasında kurucularından olduğu Kolektif Mimarlar‘da sürdürmüştür. 2015 Yılında Zeynep Altınbaşlı ile Rasa Stüdyo’yu kurmuştur. Çalışmalarını Rasa Stüdyo bünyesinde sürdürmektedir.

Meslek hayatı boyunca birçok ulusal ve uluslararası mimari proje yarışmasında ödüller kazanmıştır ve jüri üyeliği yapmıştır. Lüleburgaz Otobüs Terminali ve Türkan Şoray Kültür Merkezi binaları ile iki defa Turgut Cansever Ulusal Mimarlık Ödülü kazanmıştır. Projeleri birçok farklı sergi ve seçkilerde sergilenmiştir.

Profesyonel çalışmalarına ek olarak Kocaeli Üniversitesiİstanbul Teknik ÜniversitesiEskişehir Osmangazi Üniversitesi gibi birçok okulda atölye yürütücülüğü yapmıştır. Meslek hayatı boyunca birçok üniversitede jüri üyelikleri ve söyleşiler yapmıştır. Halen Özyeğin Üniversitesi’nde ve Maltepe Üniversitesi’nde stüdyo yürütücülüğüne devam etmektedir.

Zeynep Altınbaşlı

1991 yılında İzmir’de doğmuştur. 2010 yılında İzmir Saint Joseph Lisesi‘nden, 2014 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü‘nde lisans eğitimini tamamlamıştır. 2019 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimari Tasarım Sorunları Ana Bilim Dalı’ndan ‘’Metinden Diyagrama Mimarlık Kuramı: Delirious New York ve Yes is More’’ başlıklı teziyle Yüksek Lisans eğitimini tamamlamıştır. Halen MSGSÜ’de doktora eğitimine devam etmektedir.

2015 yılında Tuna Han Koç ile birlikte Rasa Stüdyo’yu kurmuştur.
Birçok ulusal ve uluslararası mimari proje yarışmasında ödüller kazanmıştır. Projeleri çeşitli sergi ve seçkilerde sergilenmiştir.

Profesyonel meslek yaşantısının yanında üniversitelerde jüri üyeliği ve söyleşiler yapmıştır. Halen Maltepe Üniversitesi’nde stüdyo yürütücülüğüne devam etmektedir.

Zuhal Kol

Zuhal Kol, güncel çalışma ve araştırmaları, kamusal alan, altyapı ve ekolojik girdilerin kesişimindeki tasarım ilişkilerine odaklanan Openact Architecture’in kurucu ortağı ve mimardır. Madrid ve İstanbul’da kayıtlı büroları olan stüdyonun projeleri farklı ülkelerde, çeşitli ölçeklerde mimari ve kentsel tasarım işlerini içermektedir.

Zuhal, 2013 yılında Cornell University Master of Architecture + Urban Design programından, 2011 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden Mimarlık Fakültesi birincisi olarak mezun oldu. 2010-11 yılları arasında Brandenburg Technical University (DE) bünyesinde Erasmus öğrenci değişim programını tamamladı. 2012-2013 yılları arasında Cornell AAP’deki çalışmaları sırasında, “Petropolis of Tomorrow” araştırma ekibinin bir üyesiydi ve bir araştırma görevlisi olarak Cornell’de çalıştı. Bu araştırmadaki çalışmaları 2016’da Lizbon Triennale’de sergilendi. Profesyonel aktiviteleri süresince İstanbul Teknik Üniversitesi, Cornell University, Europan International Forum gibi akademik kurumlarda ve çeşitli tasarım festivallerinde konuşmacı olarak katılımda bulundu; lisans ve lisansüstü mimarlık stüdyolarında kısa dönem davetli eğitmenlik, jüri üyeliği ve çalıştay yürütücülüğü görevlerinde yer aldı; 2020 güz dönemi itibatıyla da İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesinde eğitmen olarak akademideki çalışmalarına devam etmektedir.

Ulusal ve uluslararası mimari yarışmalardaki önerileri çeşitli seviyelerde ödüller aldı. Zagreb “Swap on the River” ve Bandırma Tasarım Parkı projeleri yarışmalarda birincilik ödülü sonrası Hırvatistan ve Türkiye’de uygulamaya geçen yarışma projeleridir.  Makale ve projeleri birçok ulusal ve uluslararası yayında yer almış ve işleri birçok uluslararası platformda sergilenme olanağı bulmuştur.

2014 yılından beri Madrid’de yaşamaktadır.

Carlos Zarco Sanz

Carlos Zarco Sanz, farklı ülkelerde, çeşitli ölçeklerde mimari ve kentsel tasarım işleri üzerine çalışan, Madrid asıllı bir mimar ve Madrid-İstanbul odaklarından çalışmalarını yürüten Openact Architecture’ın kurucu ortağıdır.

2013 yılında Universidad Europea de Madrid / Escuela de Arquitectura, Ingenieria y Diseño fakültesinden lisans ve yüksek lisans bölümlerini tamamlayarak mezun oldu. Ulusal ve uluslararası mimari yarışmalardaki önerileri çeşitli seviyelerde ödüller aldı. Moraça Nehri “Everyday Oasis” projesi, Haliç Kıyıları ve Taksim Kentsel Tasarım Yarışması önerileri 2020-2021 yıllarında Openact ekibi ile aldığı en güncel ödülleridir. Zagreb “Swap on the River” ve Bandırma Tasarım Parkı projeleri ise yarışmalarda birincilik ödülü sonrası, Hırvatistan ve Türkiye’de uygulamaya geçen yarışma projeleridir.

Çalışmaları, İspanya ve Türkiye’nin yanı sıra ABD, İtalya, Arjantin ve Çin’in çeşitli yerlerinde sergilendi; makale ve projeleri Arquitectura Viva, Association, Scenario Journal ve Praznine gibi birçok kitap ve dergide yayınlandı. 2013 yılından beri Madrid ve İstanbul’da kayıtlı büroları ile farklı ülkelerde, çeşitli ölçeklerde mimari ve kentsel tasarım işleri üzerine yoğunlaşan Openact Architecture’ın kurucu ortağı olarak mimarlık kariyerine devam etmektedir. Carlos’un stüdyodaki çalışmaları açık uçlu sistemler üzerinden kentsel tasarım mekanizmalarını test etmek ve çağdaş kent yaşamını destekleyen/teşvik eden farklı ölçeklerde uyarlanabilir, esnek ve organik senaryolara odaklanıyor.

Stüdyo pratiğinin yanı sıra kısa dönem davetli eğitmenlik, jüri üyeliği ve çalıştay yürütücülüğü görevlerinde de yer almaya devam etmektedir, şu anda İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde tasarım stüdyolarında yürütücülük yapmaktadır.

PROJELER

Beyza Ayaz

Kanal İstanbul’a Simulakralar ve Simülasyon Teorisi Üzerinden Eleştiri; İstopya

Cankat Seyret

Fikirsel Üretim Mekanlarında Dün-Bugün-Yarın

Çağatay Çomaklı

İstanbul’un Kentsel ve Kırsal Dinamiklerinin Sinemasal Gerçekliği

Dilan Atasayar

21. Yüzyılda Çini

Dilara Uçar

Beyoğlu Kamusal Sanat Manifestosu

Gülce Halıcı

Millieux Kavramı Üzerinden Anakronik Divan Yolu Okuması

İrem İncetuzcu

Kadıköy Kıyı Hattının Üretimini Anlamak: Mekanın Ritmini Dinleyerek Üretimine Karışmak

Manas Demirkasımoğlu

Firuzağa’da Heterotopik Bir Yürüyüş

Melih Gürcan Kutsal

Oyun Üzerinden İki Dünya: İnteraktif Oyun ile Birlikte Toplumu ve Kent’i Tanımak

Muhammed Eker

Antroposende Sosyo-Ekolojik Bir Direnç Kuşağı Olarak Haliç

Naz Üstündağ

Atıl Bırakılmış Alanlar Arasındaki Yarı Kafes Örgütlenme Biçimleri : Karaköy, Perşembe Pazarı

Özlem Kurtcu

Kentsel Çevrenin Çocukların Gözünden Okunması ve Bir Öğrenme Mekanı Olarak Sokak

Selin Sönmezışık

Kıyıda Olmak: Boğaziçi Kıyılarında Kamusallık Sorgusu

Serra Utkum İkiz

Bilinmeyen Bölgelere Bir Yürüyüş: Kuzey İstanbul’un Değişimini Yerden Okumak

Sümeyra Didar Akın

Doğal Tasarım ve Bilişsel Tasarım Arasındaki Girdap Dijital Materyaliteye Karşı

Zeynep Sena Sancak

İstiklal Caddesi’nde Montaj Yer Üretimleri

FİNAL PROJE SUNUMLARI

2021 Güz Dönemi Sertifika Programı kapsamında “Metabolik Keşifler/Metabolic Discoveries” teması altında düzenlenen Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu, final proje sunumları ve genel tartışması, 29 Ocak ve 1 Şubat tarihlerinde gerçekleşti.

Final proje sunumlarını ve konuk jüri üyelerinin değerlendirmelerini, YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

Program Katılımcıları ve Proje Başlıkları:
  • Melih Gürcan Kutsal – Oyun Üzerinden İki Dünya: İnteraktif Oyun Birlikte Toplumu ve Kent’i Tanıma
  • Manas Demirkasımoğlu – Firuzağa’da Heterotopik Bir Yürüyüş
  • Dilan Atasayar – 21.Yüzyılda Çini 
  • Muhammed Eker – Antroposende Sosyo-Ekolojik Bir Direnç Kuşağı Olarak Haliç
  • Selin Sönmezışık – Kıyıda Olmak: Boğaziçi Kıyılarında Kamusallık Sorgusu
  • Beyza Ayaz – Çizgi Roman: “İstopya”, Kanal İstanbul Projesi’nin Simülakralar ve Simülasyon Teorisi Üzerinden Eleştirisi
  • Didar Akın – Dijital Materyalite ile Diyalektik Bir İlişki Oluşturan Bilişsel Tasarım ve Doğal Tasarım Arasındaki Girdap
  • Özlem Kurtcu – Kentsel Çevrenin Çocukların Gözünden Okunması ve Bir Öğrenme Mekanı Olarak Sokak
  • İrem İncetuzcu – Kadıköy Kıyı Hattının Üretimini Anlamak: Mekanın Ritmini Dinleyerek Üretimine Karışmak

Program Katılımcıları ve Proje Başlıkları:

  • Zeynep Sena Sancak – İstiklal Caddesi’nde Montaj Yer Üretimleri
  • Serra Utkum İkiz – Bilinmeyen Bölgelere Bir Yürüyüş: Kuzey İstanbul’un Değişimini Yerden Okumak
  • Naz Üstündağ – Atıl Bırakılmış Alanlar Arasındaki Yarı Kafes Örgütlenme Biçimlerinin Deşifre Edilmesi 
  • Çağatay Çomaklı – İstanbul’un Kentsel ve Kırsal Dinamiklerinin Sinemasal Gerçekliği
  • Cankat Seyret – Fikirsel Üretim Mekanlarının ve Deneyimlerinin Dünü, Bugünü ve Yarını 
  • Gülce Halıcı – Milleux Kavramı Üzerinden Ana kronik Divan Yolu Okuması 
  • Dilara Uçar – Beyoğlu Kamusal Sanat Manifestosu

ISINMA ATÖLYESİ ÇALIŞMALARI

Güz 2021 Dönemi, Isınma Atölyesi sunumlarını tamamladı!

Yürütücülerimiz ve katılımcılarımız ile dönem boyunca “Metabolik Keşifler / Metabolic Discoveries” temasının tartışılacağı stüdyoda, bireysel çalışmalar öncesinde “metabolizma” kavramını ele almak üzere grup çalışması gerçekleşti. Katılımcılarımız, ısınma atölyesi boyunca, İstanbul’da haritalama üzerine çalıştı. Her grup kendi ilgi alanları ve tartışmaları doğrultusunda farklı konular seçti. Ardından kendi metodlarını belirleyerek haritalama çalışmalarını tamamladı.

Kuşlar ve Uçaklar
Beyza Ayaz, Dilan Atasayar, Gülce Halıcı, Manas Demirkasımoğlu

Metabolizma nedir? Zaman içerisinde şehirde değişim/dönüşümlerden bahsetme imkanımız var mı? Ne vardı? Ne oldu? Ne dönüştü?

Şehirler yaşayan organizmalar gibidir, zaman içinde gelen uyarılara karşı büyüyerek, adapte olarak, dönüşerek ve değişerek reaksiyon gösterirler. Bu bağlamda şehirleri süreç içerisinde işleyen bir metabolizma olarak değerlendirebiliriz. Metabolik yaşam konsepti içerisinde düşünüldüğünde, şehirler insan, doğa, hayvan gibi metabolik döngülere sahiplerdir. Çalışmamızda, metabolizma kavramı üzerinden havaalanı ve göçmen kuşlar ilişkisine ve süreç içerisindeki dönüşüme odaklandık.
İstanbul Havaalanı’nın yapılmasıyla Terkos Gölü ekseninde doğal olayları ve beşeri unsurların, doğal yaşam üzerindeki etkisini inceledik. Arnavutköy, Göktürk ve Çatalca yollarının kesişimine inşa edilen havaalanı, 7.600 hektarlık alan, içerisinde Kuzey Ormanlarına Yeniköy, Tayakadın ve Akpınar ilçelerine ve Terkos Gölü’ne komşu alanları kapsamaktadır. 6.000 hektarlık ormanın kesilmesiyle gelen uçaklar ve insanlar, kuşların dinlenme noktaları ve habitatlarının yerini aldı; bir yok oluş ve varoluş hikayesini başlatmış oldu. Bu hikayede, kaybettiğimizi sandığımız değerler aslında kaybolmadı, yalnızca değişti ve dönüştü; şehirde gerçekleşmekte olan metamorfoz sürecine dahil oldu.
Pozitif Bir Alan Olarak İstanbul Boğazı
Çağla Çekmen, Dilara Uçar, Serra Utkum İkiz, Zeynep Sena Sancak

Metabolizma, çevresel, sosyal, ekonomik bağlamda insan aktiviteleri; insan ile doğa arasındaki etkileşim ve ilişkiler; kentsel ağlar ve altyapının kullanılışı ve kaynak kullanımını ele alan bir kavram. Kenti canlı bir organizma olarak ele alan bu çalışmada İstanbul Boğazı’na odaklanıldı ve İstanbul Boğazı bu organizmanın yaşayan bir parçası olarak incelendi. Kent; birden fazla ağı-uzvu bir arada bulunduran, kendi ritmine sahip, çok katmanlı, canlı bir organizma. İstanbul da, bir deniz kenti olmasına rağmen, kent denildiğinde akla gelen şey, kara parçası. Kartezyen kartografik temsilde, denizin tanımsız boş bir alan olarak tariflenmesini eleştirmek çalışmanın omurgasını oluşturuyor. Görünmeyeni görünür kılmayı amaçlayan haritalama çalışmasında, kara negatif alan olarak ele alınarak denize odaklanıldı. Denizin İstanbul’un eşiği mi, boşluğu mu olduğunu sorgulayarak yola çıkılan bu çalışmada, denizin katmanları incelenerek, haritada tanımsız, donuk bir boşluk olarak gösterilen bu alanların aslında birden fazla ilişkiyi içinde barındırdığını görünür hale getirmek amaçlandı.

İstanbul Kirlilik İzi Haritası
Muhammed Eker, Naz Üstündağ, Selin Sönmezışık, Özlem Kurtcu

İstanbul kentinin metabolizmasında atık sisteminin yeri nedir? Çöplerin yolculuğu ve kirlilik izini sürmek için nasıl bir yol izlemek gerekir? Canlı sistemlerde ancak döngüsel enerji aktarımı ile canlılık mevcut olabilir. Kentler de canlı metabolizmalara benzetilebilir. Kentte değişen ve dönüşen akış sistemleri metabolizmanın birer parçasıdır. Metabolik Keşifler temasına getirilen yorum İstanbul’un döngüsel metabolizması üzerine düşünerek başlar.

‘Homeostasis’ metabolizma içi dengenin korunması anlamına gelir. Atıklar kentsel metabolizmada homeostasiyi bozan unsurlardır. Sistemin içinde kanserli dokular gibi büyüyüp diğer sağlıklı sistemlere zarar verebilmektedir. İstanbul’da metabolizma dengede değildir. İstanbul’da iç dengesi stabil olmayan bu sistemi <home’İSTA’sis> olarak adlandırabiliriz.

İstanbul’da dengeyi bozan atık sisteminin kirlilik izini sürmek için; üretilen atık miktarı % 57 oranla daha fazla olan Avrupa Yakası’nda, en fazla atık üreten ilçelerden biri olan Küçükçekmece’dir. Bu ilçede bulunan, Halkalı Aktarma İstasyonu, İstanbul’un tek arıtma tesisi olan Odayeri Çöp Suyu Arıtma Tesisi, Silivri Aktarma İstasyonu ve atıkların son durağı Seymen Düzenli Depolama Alanı rotadaki önemli noktalar olarak belirlenmiştir.

Atıklar, önce evden ve yaşanan mahalle biriminden, sonrasında kentten uzaklaştırılmaktadır. Peki, kent dışına çıkarıldıktan sonrası? Kentliler olarak bir sonraki adımı düşünmeyi göz ardı etmekteyiz. Atıklar evden çıkarılıp kent dışına aktarılırken kirlilik izi gittikçe büyür. Bu yolculuk sırasında çevreye yaydığı koku, doğrudan ve dolaylı olarak açığa çıkardığı karbon ve su ayak izleri ile doğanın ve kentin metabolizmasına eklemlenmeye devam eder.
Göğe Bakma Haritası
Cankat Seyret, Çağatay Çomaklı, İrem İncetuzcu

“Zaman” gökyüzünü canlı kılmaktadır. Ve gökyüzü her zaman hareket halindedir. Bir anı diğer anını tutmamakta ve sürekli değişmektedir.

Haritalama çalışmasında, kentsel bağlam içerisinden gökyüzü bir metabolizma olarak okunmuştur. Göğe bakma haritası, bakışları tepetaklak ederek görünmeyeni görünür kılma çabasındadır. Çalışma alanı, İstanbul Beşiktaş’ta Büyükdere Caddesi’ndeki gökdelenler ile başlayıp, Akaretlerdeki tarihi dokudan geçerek, boğaz ve sonsuz gökyüzü ile buluşan çok katmanlı bir rotadır. Bu rota üzerinde gökyüzü katmanları okunmuş ve veriler haritaya işlenmiştir. “An”ların haritası diyebileceğimiz bu organizasyonda bulutlar, kuşlar, gökyüzü rengi, gece ışıkları ve ayın evrelerinden oluşan katmanlar zamanın dondurularak okunmasıyla haritalanmıştır. Haritanın kendisi de yaşamakta olup, kolektif bir şekilde başka anların bünyesine eklenmesine ve beslenmesine olanak sağlamaktadır. Bu okumadaki en büyük deneyim ve gözlem, kentsel rutinde kimsenin gökyüzüne bakmadığı olmuştur. Sonuç olarak oluşturulan bu metabolik haritalamanın başka yerlere uyarlanarak görünmeyeni göstermesi ve gökyüzünü okutması hedeflenmektedir.
Kolektif Bellek ve Hayal Gücü Arasında: Kentin Bir Dizi Kurgusal ve Alegorik Tasviri
Melih Gürcan Kutsal, Sümeyra Didar Akın, Mehmet Zeki Dursun

Haritalamada, kendi içinde meta-fiziksel bir âlem oluşturan kent için teorik bir şemaya ulaşmak amaçlanırken, sıkıştırılmış varlığı içerisinde geçmiş, şimdi ve gelecekten oluşan ‘zamanı’ nasıl algıladığımız ana konseptlerden biri olarak ele alındı. Bu bağlamda, kapsamlı bir sentez oluşturabilmek için kartografik çalışmanın, kentin ayırt edici özelliklerinin sadece mekânsal olarak değil, aynı zamanda zaman açısından da analitik bir üretimini gerektirdiğini belirtmek gerekir. Bu nedenle, bilinç ve kolektif hafızadan oluşan kentin mekânsal varlığının da ötesini keşfedebilmek için, deneysel bir haritalama ortaya koymak, çalışmanın ana hedeflerinden biri olarak ifade edile bilinir. Dolayısıyla, zaman ve mekân algısı bulanıklaşacağından, metro hattının birincil eleman olarak seçildiği, kentin temel unsurları ile ‘locus’, mimari, dil ve tarih kavramlarının bir arada incelendiği ve neticesinde kolektif hafıza ile hayal gücü arasında kentin mekânsal tasvirinin oluşturulacağı bu çalışmayı “çok zamanlı haritacılık” olarak adlandırmak doğru bir adım olacaktır.