Mimarlığın Geleceğini Şekillendirecek Yükselen Trendler
Geleceğin yöntemlerine kafa yormadan önce elimizdeki araçları geliştirmeliyiz.
Mimarlığın geleceği nasıl biçimlenecek? Belki yakın zamanda istasyonlarımızla Mars’ı kolonize etmeyeceğiz ama güncel mimari gelişmeler dünyadaki yapılı çevrenin geleceği için heyecanlanmamıza yol açan nitelikte.
Geçtiğimiz yirmi yılda yapı sektörü önemli değişiklikler geçirerek, geleneksel mekan konseptlerinin geçersiz olmaya başladığı bir dönüşümün öznesi haline geldi. Günümüzde gübre yapı malzemelerinde kullanılıyor. Kitlesel fonlar ve işbirlikçi çalışma mimari projelerde giderek önem kazanıyor. Yeşil altyapı ve enerji verimliliği projelerin odağı haline geliyor. Kamusal ve özel alanlar arasındaki sınırlar eriyor.
Bu dönüşüm oldukça etkileyici. Teknoloji her alanda büyük gelişme kaydetti. Bunun mimari tasarım ve yapı sektöründeki etkisi de oldukça büyük.
İşbirliği
Gelecekte geleneksel anlamda mimarlığın neredeyse bütünüyle yok olması ve mimarların iş tanımının bugün kabul edilen rollerden çok farklı olması bekleniyor. Farklı konularda uzmanlık gerektiren kompleks projelerde, çevre bilimi uzmanı ya da sosyal antropologlar tasarım ekibinin aktif üyeleri haline gelecek.
Farklı alanlardan uzmanlara duyulan ihtiyacın artması ve çalışma yöntemlerinin değişmesi ile yapı sektöründe şu anda var olan geleneksel iş profillerinin bir kısmının yok olması bekleniyor.
Uzmanlar sistem liderleri ile işbirliği yapmanın bir lüks olmaktan çıkarak, kompleks yapısal ihtiyaçların sağlanabilmesi için önemli bir ihtiyaca dönüşeceğini söylüyor.
VR & Üç Boyutlu Mimarlık
İçinde yürüyüp, etrafı gözlemleyebildiğiniz, çevrenizdeki her şeyi gördüğünüz, objelere dokunabildiğiniz ve hareketlerinize eş zamanlı cevap verebilen bir yapay dünya hayal edin. Bu, kişilere interaktif ve eş zamanlı mekan deneyimini sunmak için tasarlanmış bilgisayar grafikleri, kablosuz patika teknolojileri, kulaklıklar, yüksek çözünürlüklü projektörler ve polorize gözlükler gibi bir çok teknolojinin bir araya getirilmesi ile oluşturulan üç boyutlu sanal gerçeklik teknolojisi (Immersive Virtual Reality). Son yıllarda üç boyutlu sanal gerçeklik tasarımları ve mühendisliği oldukça yükselişe geçti ve bu alanda ileri düşünceli adımlar atıldı.
VR (Sanal gerçeklik) projelerin konsept çalışmaları için büyük bir sıçrama. İşverenler öngörülen tasarımı gerçek mekanda dolaşır gibi deneyimleyebiliyor. Bunun sürece etkisi oldukça kuvvetli.
Kaynak: Affinity VR
Sanal gerçeklik teknolojisi günümüzde mimari, mühendislik ve inşaat sektör alanlarında sıkça kullanılmaya başladı. Gelecekte tüm mimari tasarımların bu teknolojiden faydalanılarak gerçekleştirilmesi bekleniyor. Böylelikle tasarım aşamasında kullanıcı ve tasarımcıya üç boyutlu modeller (BIM) sayesinde henüz inşa edilmemiş bir mekanın birebir ölçekte deneyimlenmesi, tasarımın buna göre yeniden şekillendirilmesi mümkün olacak.
Büyük Veri ve Akıllı Şehirler
Büyük Veri (Big Data) konusunda pek çok olumlu ve olumsuz fikir yürütülüyor olsa da, henüz yeterince keşfedilememiş ve önemli bir kavram. Günümüzde sürdürülen çalışmalardan insan analizleri için taşıdığı potansiyeli görebiliyoruz. İnsan hareketleri ve kullanım analizlerinde önemli bir yere sahip olan Büyük Verinin akıllı şehirlerin planlanması ve gerçekleştirilmesinde katkısı büyük.
Kaynak: Visual Capitalist
Nüfusun hızla artmasının sonucu olarak doğal kaynaklar tükenmeye başladı. Bu noktada azalan kaynakların etkin kullanımı önem kazandı. Bu durum akıllı şehir kavramını, malzeme ve doğal kaynakların ölçülü tüketimi konusundaki titizliği ile çözümün kilit unsurlardan biri haline getirdi. Bu nedenle büyük veri ile entegre planlanan ve inşa edilen şehirler, geleceğin şehirleri olmaya aday.
Nüfustaki büyük artış ve Büyük Veri gibi gelişmelerin bir sonucu olarak şehirler birbirine eskisinden daha bağımlı hale geldi. Bugünlerde metropollerde çeşitli şeyleri ve durumları görüntüleyen milyonlarca sensör bulunuyor. Yakın gelecekte bu sensörler trafik ışıklarından, çöp bidonlarına kadar her şeyi algılayıncaya dek çoğaltılarak yol durumu bilgileri ya da enerji tüketimleri takip edilecek.
Akıllı şehir çalışmaları, kaynakların kullanımını azaltıp, enerji kullanımlarını düşürerek şehirleri maksimum verimlilik ve yeterlilikte organize etmemizi mümkün kılacak. Bu organizasyonun sağlanabilmesi için Büyük Veri, insanların şehirde nasıl hareket ettiği, enerjinin en çok hangi alanlarda tüketildiği, altyapı sistemlerinin birbiri ile ilişkisi gibi konuları anlamaya yardımcı oluyor. İnsanlara güvenli, konforlu ve ulaşılabilir yaşama alanları sunmaya devam edebilmek için şehirlerin geleceğin teknoloji ve yöntemlerini bünyesine katması gerekiyor.
BIM (YAPI BİLGİ MODELLEMESİ)
Kaynak: Architecture New Zealand
BIM (Building Information Model =Yapı Bilgi Modellemesi) yeni bir konsept olmamakla birlikte, yakın zamanda mimari çevrelerde büyük bir yükselişe geçti.
BIM tasarım sürecinde birbiriyle ilişkili ancak üretimlerini farklı araç ve uygulamalarla sürdürdüğümüz aşamaları bir araya getirme prensibine dayalı bir teknoloji.
- Projenin tasarımı süresince güncellenen tek bir model üzerinde çalışma imkanı sunuyor.
- Bu üç boyutlu model sadece hacimsel yüzeylerden oluşmuyor. Malzemeler, ölçüler gibi projeye dair önemli bilgiler modele entegre oluyor ve modelle beraber güncellenebiliyor.
- 3d model çoklu kullanıcılı bir veritabanında saklanabiliyor. Buna ek olarak bulut teknolojisi sayesinde aynı anda birden fazla kullanıcı modele ulaşabiliyor.
- Tüm yapısal elemanlar IFC olarak adlandırılan sınıflandırma sitemine göre standart kategorilere ayrılıyor.
- Yapı elemanlarının kütüphanesi modele eklendiğinde, proje ve malzemede yapılan tüm değişiklikler modelde güncelleniyor.
Tüm bu özellikleri BIM teknolojilerini oldukça cazip kılsa da, tasarım geleneğini ve bu sürece dahil olan insanların rollerini değiştiren bir yönü olduğundan BIM teknolojilerinin piyasadaki kullanımı yavaş yaygınlaşıyor. Mimarlar BIM programları konusunda yeterince eğitimli değiller. CAD teknolojisinin mimarlar ve mühendisler için standartlaşmış olması değişimin yavaş olmasına neden oluyor. Buna rağmen inşaat sektöründe BIM kullanımı artıyor. Büyük ihtimalle sağladığı kolaylıklar ve bütünsel çalışma prensibi ile gelecek yıllarda kullanılan ana akım tasarım teknolojisine dönüşecek.
Parametrik Mimari
Mimarinin geleceğine yön veren bir başka gelişme ise parametrik tasarım. Parametrik tasarım, proje ile ilgili farklı bilgileri ve değişkenleri bir araya getirerek form ve yapının biçimlendirilmesini sağlayan dijital bir tasarım yöntemi.
Parametrik mimari, kodlama sistemi ile birlikte çalışan geometrik bir programlama dili kullanıyor. Kodlama dışında Rhino’nun eklentisi olarak çalışan Grasshopper programında var olan ara yüzü kullanarak parametrik tasarımı görsel olarak da yapmak mümkün. Grasshopper binanın şeklini gösteriyor ve biçimi kontrol eden parametreleri değiştirerek sonuç ürünü biçimlendirmeyi sağlıyor.
Geleneksel 3D modelleme yazılımları ile mümkün olmayan ihtimalleri tasarım sürecine katmakla birlikte tasarımcı ve final ürünün ilişkisini değiştiriyor. Bu yöntemle bir bina tasarlamaktan daha çok kontrollü değişkenlerin sonuç ürünü olan bir biçime ulaşılıyor. Parametrik tasarım ile, bilgisayar teknolojileri ve hayal gücü tasarım sürecini birlikte ilerletmeye başlıyor. Parametrik tasarımın ikinci önemli özelliği ise mimari üretim ve teknolojileri programlama ve kod diline yakınlaştırması. Biçimin koduna sahip olunca, kod sistemi ile yapılan her şeyi yeniden yapmak; paylaşmak, kütüphaneler oluşturmak çok daha kolaylaşıyor.
Parametrik mimariyi sınırlandıran durum ise inşaat süreci. Tasarım sürecinin esnekliği ve sınırsızlığına inat, oluşturulan sonuç ürünün inşa edilmesi çok da kolay olmuyor.
Mimari Robotlar ve Üç Boyutlu Yazıcılar
Kaynak: Gramazio Kohler Research
Biz mimari tasarım ve üretim yöntemlerinin değişmiş olduğunu düşünsek de, yakın gelecekte daha büyük değişimler meydana gelecek. Robotların inşaat sektöründe kullanılmaya başlaması bu sıralar gündeme. Bir inşaat sürecinin tasarlanmasında robotlarla birlikte çalışmamız çok uzak değil. İnsanların ve robotların birlikte çalışmasını sağlayan desteklenmiş robotlar sektör için ufukta görünüyor.
Başlarda 3D yazıcıları bir tüketim aracı olarak görüyor olsak da, zamanla geliştirilen algoritmalar sayesinde bir yapının mühendislik problemlerini çözmek ve kullanılacak malzemeye karar vermekte önemli bir role sahip oldular. Mimaride parametrik tasarım sayesinde formun sınırları ile ilgili açılan ufkumuz bunun üretim teknolojilerinde 3D yazıcılardan faydalanmaya başladı. Büyük ölçek 3D yazıcıların kullanımının artması ile beraber inşaat teknolojilerinin sınırları epey genişletilmiş durumda.
Kaynak: DUS Architect’s XL 3D Printer
Mekan Ağları (Internet of Spaces)
“Paylaşım ekonomisi”nin (ya da “işbirlikçi tüketim”) konut ve gayrimenkul piyasası üzerinde büyük etkisi oldu. AirBnB gibi online platformlar, paylaşımlı çalışma alanları ve ofisler, araç paylaşma uygulamaları ile yapılı çevrenin asıl meselesinin alt yapı olduğu bugünlerde gelecek için alternatif çözümler üretmeye başladı.
Konut mimarisini göz önüne alırsak, akıllı tasarım konseptleri yaşama mekanlarını tasarlama biçimimizi yeniden şekillendirecek. Kullanıcının yaşı, ekonomik durumu ve kişisel tercihlerine göre adapte edilebilen ‘dönüştürülebilir mekanlar’ tasarlamak gün geçtikçe yaygınlaşacak.
Düşey Şehirler
Artan nüfus ve değişen iklim koşulları nedeni ile Dünya üzerinde yaşanabilir alanlar giderek azalmakta. Son yüzyılda buna çözüm olarak yapılar giderek yükseldi.
İnşa edilebilecek yaşanabilir alanlar giderek kıtlaşırken, şimdiden nüfus yoğunluğu artmış kentler milyonlarca insana nasıl ev sahipliği yapabilecek?
Durumun daha sürdürülebilir olması için sadece mekandan öte altyapı ve kentsel ihtiyaçların bütünlüklü olarak ele alınması gerekiyor. Artan nüfus ile sadece konut ve ofis ihtiyacı artmıyor. Yoldan, tüm kamusal servislere çevresel bir altyapı ve üst yapı planlamasına duyulan ihtiyaç artıyor.
İnsanlık daha önce karşılaşmadığı, tarım alanlarının azalması, doğal kaynakların tükenmesi, iklim değişikliği, ani nüfus artışı ve çevresel tahribatın artması gibi ciddi zorluklarla yüzleşiyor. Ancak gelişen teknoloji ve birbirine bağlılık sayesinde daha iyi bir dünyaya hizmet etmek için bundan önce sahip olmadığımız olanaklara sahibiz.
Düşey şehirler daha önce olmadığı kadar popüler ve uygulanan bir konsepte dönüşmüşken, düşey çiftlikler ve tarım da bahsi geçen yüksek katlı şehir yaşantılarına eklemlenebilecek çözüm konseptlerinden biri.
Geleneksel tarım yöntemlerinin çevreye verdiği zararı göz önüne alarak, kontrollü tarım birçok girişimci ve çiftçi için önemli bir çözüm konsepti haline geldi.
Bu gelişmelerin çoğu henüz geliştirilme aşamasında olsa da düşey şehirler birçok öncünün aklının önemli bir kenarında yer etmişe benziyor.
Sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir mimarlık, çevresel anlamda pozitif bir geleceğin en önemli yöntemlerinden birisi haline geldi.
Kaynakların daha ekonomik ve bilinçli tüketilmesi ile çevresel ve iklimsel koşulları korumak mümkün olabilir mi?
Sürdürülebilir mimarinin dayandığı temel felsefe atıkların azaltılması. Bu konsept fiziksel atığın azaltılmasının yanı sıra enerji tüketimini de en aza indirgeyecek tasarım ve imalatları yapmanın yollarını aramaktan geçiyor. Öncelikle binada kullanılan enerjiyi mümkün olduğunca uzun süre binada tutarak kaynak kullanımını azaltmamız mümkün. Fiziksel konfor koşullarını en az enerji sarfiyatı ile sağlamanın yöntemlerini bulmak bizi çevreye karşı sorumluluk bilinci daha gelişkin tasarımcılar yaparken, yapı sektörünün iklim değişikliğine olan olumuz etkisini azaltmamıza yardımcı oluyor.
Binaların tasarım sürecinde ekolojik zararlarını azaltmaya yönelik üç ana konu bulunuyor. Bunlardan ilki binanın inşaatında kullanılacak malzemeler. İkinci konu binanın enerji verimliliği iken diğer önemli faktör de binanın konumu. Bina tüm yeşil bina teknolojileri ile donatılmış ve doğaya minimum zarar veren malzemelerden inşa edilmiş olsa bile, bulunduğu ekosisteme varlığı ile zarar vermesi mümkün. Bu yüzden tasarım sürecinde bu konuların bütünsel anlamda ele alınması mimari üretimin tüm fazlarında önem kazanıyor.
Kamusal – Özel Alan Sınırları
Sadece kullanıcılarının ihtiyacına cevap veren fonksiyonları barındıran binaların yerine kamusal ve ticari ihtiyaçlara da cevap vermeyi amaçlayan bina tasarımlarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Mimarlar tasarımlarında mahalle ve kamu ile paylaşılan alanlara yer vermeye eskiye göre daha istekli.
Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ile beraber, farklı servisler sağlayan mikro şehirlerin tasarlanması mümkün hale geldi. (Google, Facebook ve Linkedin genel merkez binaları gibi). Özel binalar çoğunlukla geri dönüşüm gibi kamusal fayda sağlayacak fonksiyonlarla birlikte tasarlanıyor.
Konut, ofis ya da diğer özel kullanımlı binalar tarafından üretilen fazla enerji, kamusal kullanım ağına ekleniyor.
Haber kaynağı: TMD Studio