Efe Güran
Çağdaş Konutlaşmaya Karşı Sav Biçimi Olarak Rizom
Bu çalışma, “yanma” kavramını toplumsal ve yapısal bozulmanın metaforu olarak ele alır. Fiziksel bir eylem olmanın ötesinde, yanma; eşitsizlik, kriz ve şiddetin patolojik bir dışavurumu, toplumun içsel enflamasyonu olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, mimarlık yalnızca mekân üretimi değil; toplumsal ve politik dinamiklerin yansımasıdır. Konutun metalaşması, kentlerin standartlaşması ve bireyin yabancılaşması, neoliberal düzenin patolojik etkilerini ortaya koyar.
Alternatif bir tahayyül olarak, Deleuze ve Guattari’nin “rizom” kavramı sunulur. Ağaç gibi hiyerarşik yapılara karşı, rizom yatay, çoklu, merkeziyetsiz ve adaptif bir modeli temsil eder. Bu model, kent ve konut üretiminde kullanıcı merkezli, esnek ve evrimleşen sistemler oluşturmayı hedefler.
Süleymaniye örneğinde, terk edilmiş yapılar ve enformel kullanıcı müdahaleleri üzerinden bir rizomatik sistemin potansiyeli incelenir. Mahallede gelişen doğaçlama yapılar, sosyal etkileşim ağları ve geçici çözümler, merkezi olmayan bir kentleşme modelinin izlerini taşır. Bu modelde “proto-birimler” yoluyla kullanıcılar alanı şekillendirir, rizomatik büyüme üç aşamada gerçekleşir: inokülasyon, germinasyon ve lignifikasyon.
Sonuç olarak, Süleymaniye’nin rizomlaşması, mimarlığın yeni bir düşünme biçimiyle toplumsal ve mekânsal dönüşüm üretme potansiyelini ortaya koyar. Bu süreç, bireyi yeniden konutun merkezine yerleştirerek, mimariyi katılımcı ve dirençli bir sisteme dönüştürmeyi önerir.