fbpx
AURA & İPA Yaz Akademisi: Sürdürülebilir Normale Doğru

İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi – AURA İstanbul, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından, tüm sivil toplum kuruluşları gibi önceliği deprem bölgesinde yaşanan süreçleri iyileştirmeye verdi.

AURA İstanbul’un Sertifika Programı katılımcıları ve mezunları, deprem bölgesindeki kısa-orta ve uzun vadeli mekansal ihtiyaçlara yönelik farklı ölçeklerde projeler üzerinde çalışmaya devam ediyor. Gelecekteki olası depremlerde kayıpları önlemek için meslek profesyonelleri olarak daha nitelikli bir mimarlık ve şehir planlamasına katkıda bulunmanın yollarını arıyor. Bu bağlamda ‘afet ve sonrası’na ilişkin toplumsal farkındalığın oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla bahar dönemi boyunca düzenlediği tüm atölye ve konferanslara farklı disiplinlerden uzmanları davet ediyor.

Üzerinden geçen birkaç aydan sonra deprem sonrası hayatların normale dönmesi için verilen çabalara destek olmak ve ayrıca sürdürülebilir ve afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmek üzere AURA İstanbul ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde “Sürdürülebilir Normale Doğru” temalı yaz akademisi düzenleniyor.

PROGRAM TEMASI:

6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizde oldukça geniş bir coğrafyayı etkileyen deprem yaşadığımız çevrenin fiziksel, sosyal, ekonomik dayanıklılığının ne kadar düşük olduğunu hepimize göstermektedir. Şehirlerimizin afet sonrası yeniden yapılanmasında insan doğa ilişkisinin sağlıklı kurulması ve üretim süreçlerinin inovasyon ve ekoloji ekseninde yaşam alanlarımıza entegre edilmesi göz ardı edilmemelidir. Büyük bir çaba ile yeni normali oluştururken salt mimari eylemlere odaklanmak yerine, sürdürülebilir normalin uzun soluklu arayışı içinde gerçeklikle karşılaşmak ve bağlamı, insanları ve toplumu dikkate alarak sosyo-ekonomik ve ekolojik süreçleri merkezine alan bir mekan tasarım pratiği geliştirmek kıymetlidir.

Deprem coğrafyaları sürdürülebilir tarıma dayalı bir ekonomi ve yaşam biçimini inovatif ve kreatif sektörlerle destekleyerek nasıl yeniden kurgulanabilir? İnsanoğlunun toprakla asırlardır etkileşimi sonucu edindiği öğretiyi güncel yorumlarla yeniden keşfetmesi ve sosyal anlamda kırılgan kesimlerin kolektif üretim süreçleri sonucunda kendi ayakları üzerinde durmaları nasıl sağlanabilir? Mekân tasarımı tarımsal üretim ve inovasyon arasındaki diyalogda nasıl katalizör olabilir? İklim değişikliğine bağlı doğal veya antroposen kaynaklı afetlerle baş etmek doğa tabanlı çözümlerle ne kadar mümkündür? Bu ve ekseninde insan ve doğanın sağlıklı ilişkisini barındıran buna benzer soruları deprem coğrafyalarındaki tasarım okullarından gelen bir grup öğrenci ile ele almak hedefleniyor.

PROGRAM İÇERİĞİ

Program konusu:

Atölye süresince sürdürülebilir ve afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmek üzere “Sürdürülebilir Normale Doğru” teması işlenecek.

Program Takvimi:

  • Katılımcı Belirlenmesi: 4 Temmuz Salı
  • Program Başlangıcı: 17 Temmuz Pazartesi
  • Ara Değerlendirme: 21 Temmuz Cuma
  • Final Sunumları ve Kapanış Etkinliği: 29 Temmuz Cumartesi

 

 

Atölye Mekanı:

Yaz Akademisi, Florya’da yer alan İPA Kampüs’te gerçekleşecek. Program kapsamında İstanbul’da tarihsel, kültürel geziler düzenlenecek.

Kimler Katılabilir?

Yaz Akademisi programı; deprem coğrafyasındaki Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde bulunan 9 üniversitede Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı eğitimi alan 2. 3. ve 4. sınıfı tamamlamış öğrencileri kapsıyor. Öğrenciler tarafından yoğun ilgi gören programa başvuruda bulunan adaylar arasından; şehir, üniversite, bölüm, lisans seviyesi gözetilerek yapılan seçim sonucunda 25 kişilik ekip oluşturuldu. 

  • Adana – Çukurova Üniversitesi
  • Diyarbakır – Dicle Üniversitesi
  • Gaziantep – Gaziantep Üniversitesi
  • Hatay – Mustafa Kemal Üniversitesi
  • Hatay – İskenderun Teknik Üniversitesi
  • Kahramanmaraş – Sütçü İmam Üniversitesi
  • Malatya – İnönü Üniversitesi
  • Osmaniye – Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi
  • Şanlıurfa – Harran Üniversitesi

SEMİNER DİZİSİ

AURA & İPA Yaz Akademisi “Sürdürülebilir Normale Doğru” programı kapsamında düzenlenen herkese açık seminer dizisine davetlisiniz! 

AURA İstanbul ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde deprem sonrası hayatların normale dönmesi için verilen çabalara destek olmak amacıyla “Sürdürülebilir Normale Doğru” temalı yaz akademisi düzenliyor. Yaz Akademisi, İstanbul’da sürdürülebilir, afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmeyi amaçlıyor.

Yaz Akademisi kapsamında atölye çalışmasını destekleyici seminerlerin yanı sıra, İstanbullu öğrenciler ve profesyoneller ile bir araya gelme ve paylaşım ortamı oluşturmak üzere Salı ve Cuma akşamları İPA Kampüs’te herkese açık seminer dizisi düzenleniyor.

 

  • 18 Temmuz Salı 19.00 – Gülce Kantürer “Üreterek Onarmak: Sürdürülebilir Gıda Peyzajları” 
  • 21 Temmuz Cuma 19.00 – Ebru Bingöl “Antroposen Çağda Değişen Aktör-Ağ İlişkileri” 
  • 25 Temmuz Salı 19.00 – Hasibe Akın “Çatı Çiftliği ile Şehirde Onarıcı Uygulamalar”
  • 28 Temmuz Cuma 19.00 – Özgül Öztürk “Malzemeden Mekana Döngüsel Tasarım Yaklaşımları”

STÜDYO YÜRÜTÜCÜLERİ

Hayriye Eşbah Tunçay

Peyzaj Mimarı / Prof. Dr. (İstanbul Teknik Üniv.)

Sevgi Görmüş Cengiz

Peyzaj Mimarı / Prof. Dr. (İnönü Üniv.)

Serhat Cengiz

Peyzaj Mimarı / Doç. Dr. (İnönü Üniv.)

Ebru Bingöl

Peyzaj Mimarı / Doç. Dr. (Mustafa Kemal Üniv.)

PROGRAM KATILIMCILARI

17-30 Temmuz 2023 tarihleri arasında düzenlenecek Florya’da yer alan İPA Kampüs’te gerçekleşecek Yaz Akademisi, deprem coğrafyasından gelen lisans öğrencilerine:

  • alanında uzman akademisyen ve meslek profesyonellerinin seminerlerine katılma,
  • farklı şehir ve üniversitelerden öğrenciler ile deneyimlerini paylaşma,
  • İstanbul’un mimari ve kentsel gelişimine odaklanan gezilere katılma,
  • disiplinlerarası atölye ortamında kolektif çalışma yapma,
  • geniş katılımlı etkinliklerde yer alma olanağı sunacak.

Yaz Akademisi, iki haftalık çalışma sonrasında atölye üretimlerini sergiye dönüştürecek.

Programa katılım ücretsizdir. Programa katılacak 25 öğrenci için; konaklama, ulaşım, yemek giderleri karşılanacaktır.

Konaklama:
Katılımcılar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin öğrenci yurtlarında konaklayacak.

Ulaşım:
Şehirlerarası ulaşım bedelleri katılımcılarımıza sağlanacak.
Şehiriçi ulaşım ile ulaşım kartı ve servis ile sağlanacak.

Yemek:
Sabah kahvaltısı konaklama tesisinde yapılacak.
Öğle yemeği ve akşam yemeği ise İPA Kampüs’te verilecek.

 

AURA & İPA Yaz Akademisi “Sürdürülebilir Normale Doğru” katılımcıları belirlendi!

AURA İstanbul ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde deprem sonrası hayatların normale dönmesi için verilen çabalara destek olmak amacıyla “Sürdürülebilir Normale Doğru” temalı yaz akademisi düzenliyor.

Yaz Akademisi, İstanbul’da sürdürülebilir, afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmeyi amaçlıyor. Yaz Akademisi programı; deprem coğrafyasındaki Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde bulunan 9 üniversitede Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı eğitimi alan 2. 3. ve 4. sınıfı tamamlamış öğrencileri kapsıyor. Öğrenciler tarafından yoğun ilgi gören programa başvuruda bulunan adaylar arasından; şehir, üniversite, bölüm, lisans seviyesi gözetilerek yapılan seçim sonucunda 25 kişilik ekip oluşturuldu. Programa katılacak öğrenciler; alanında uzman akademisyen ve meslek profesyonellerinin seminerlerine katılarak mesleki donanımlarını artırma, farklı üniversitelerden öğrenciler ile sosyalleşerek deneyimlerini paylaşma, İstanbul’un mimari ve kentsel gelişimine odaklanan gezilere katılma ve disiplinlerarası atölye ortamında kolektif çalışma yapma olanağı bulacak. 25 öğrencinin ulaşım, konaklama ve yemek giderleri, programı düzenleyen AURA İstanbul, İstanbul Planlama Ajansı ve  sponsor olan Aspen & Dendro, Klassis, Samet, Zivella firmalarının destekleri ile karşılanıyor.

Katılımcılar ile buluşmak için sabırsızlanıyoruz! Yaz Akademisi süresince detayları sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Birlikte üretmenin iyileştirici gücüne tüm kalbimizle inanıyoruz…

PROJELER

Dokuma Güngören

Burak Turhan, Hakan Güçlü, İlayda Özköse, Serra Küsmüş, Zeynep Sönmez
Stüdyo Asistanı: Su Sezer

Bu projenin ana teması, Güngören’in yoğun kent dokusu ve tekstil sanayisi arasındaki iç içe geçmiş örüntünün yeniden ele alınmasıdır. Bölgedeki tekstil sanayisinin yerel halk üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, konut ve sanayi dokusunun ekolojik alanlarla bütünleştirilerek yeniden düzenlenmesi proje için en önemli hedeflerinden biridir. Proje, deprem sonrasında daha yaşanabilir, üretken ve yüksek istihdam sağlayan bir kent olan Güngören vizyonu üzerine inşa edilmiştir. Bu vizyon doğrultusunda stratejik planlar ve bu planlara uygun hedefler ve eylemler belirlenmiştir. Benimsenen stratejiler doğrultusunda, ar-ge olanaklarının geliştirilmesi, fırsat eşitliği sağlanması, kriminalize olmuş gençlerin istihdama katılımı ve yerel işgücünün desteklenmesi hedeflenmiştir. Deprem ve taşkın gibi afetlere karşı dirençli stratejiler belirlenmiştir. Bu stratejiye uygun olarak depreme dayanıklı yapıların tasarlanması ve rekreasyon olanaklarının artırılması hedeflenmektedir. Aynı zamanda kentsel ulaşımı geliştirmek amacıyla ekolojik yeşil alanlar artırılacak ve alternatif ulaşım olanakları oluşturulacaktır. İklim değişikliğine dirençli bir kent stratejisi belirlenmiştir. Taşkın alanlarının kontrol edilmesi ve karbon stoğu potansiyelinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle Güngören, ekonomik olarak güçlü ve afetlere karşı dirençli bir kent olmayı hedeflemektedir.

Geçirimli Güngören

Abdullah Said Çubuk, Ayşe Bozbay, Buket Avcı, Büşra Özdemir, Samet Alp
Stüdyo Asistanı: Başak Bul

Proje, Güngören için kentsel dayanıklılığı arttıran bir yaklaşım kurgusu ortaya koymaktadır. Bu proje, stratejik bir vizyonla Güngören’i kentsel dayanıklılığın merkezine yerleştirme amacı gütmektedir. Kentsel dayanıklılığı artırmak için sosyal ve ekonomik dengesizlikleri ele almak ve ilçenin ekolojik çeşitliliğini İstanbul’un kuzeyinde bulunan habitat parçaları ile birleştiren bir koridor sayesinde geliştirmek projenin stratejik hedefler arasında yer almaktadır. Proje, Güngören’in ekolojik ve sosyo- ekonomik süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak kırılganlığını azaltmayı hedeflemektedir. İlçedeki yeşil alanların artırılması ve su akışlarının restore edilmesi, sürdürülebilir bir çevre oluşturacak ve toplumun refahını artıracaktır. Projenin temel hedefleri arasında Güngören ilçesinin ekolojik dengesini ve dayanıklılığını güçlendirmek, kentsel ısı adasını azaltmak ve iklim değişikliğine karşı direncini artırmak yer almaktadır. Ayrıca, yeşil alanları ve su yüzeylerini artırarak toplumun rekreatif ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlıklaştırmak, sosyal dengesizlikleri ele alarak toplumsal refahı artırmak, yerel halkın katılımını ve güçlendirilmesini sağlamak, çevre ve toplumun sürdürülebilir bir gelecek için hazırlıklı olmasını sağlamak projenin hedefleri arasındadır. Projede bostan alanlarının kurularak üretken peyzajın oluşturulması, yeşil alanların artırılması ve kentsel ısı adasının azaltılması için yeşil çatılar ve dikey bahçelerin tasarlanması planlanmıştır. Deprem riskini azaltmak için yapı güçlendirmesi ve afet yönetim planlarının hazırlanması da proje kapsamındaki önemli eylemler arasındadır. Güngören ilçesinin kentsel dayanıklılığını güçlendiren bu proje, sürdürülebilir bir geleceğe doğru önemli bir adım olacaktır.

Doğayla Barışık Küçükçekmece

Ahmet Anıl Cender, İrem Ceyda Gök, Mina Şimşek, Nuri Nacar, Reşit Baran
Stüdyo Asistanı: Meltem Güller

Projenin vizyonu “Doğayla Barışık Küçükçekmece” olarak belirlenmiştir. Vizyonun kapsadığı hedef kitlesi insan­lar, kuşlar, balıklar, bitkiler, bakteriler ve mikroorganizmalardır. Stratejiler üç ana baş­lık altında geliştirilmiştir. Ekolojik onarım, ken­di kendine yetebilme ve kentsel ısı adasını iyileştirme. Stratejiler kapsamında geliştirilen tasarım fikirleri doğa ve kültür bile­şenlerinin birlikte yaşamına vurgu yapan pratiklerden oluşmaktadır. Doğa-kültür bileşkesi Doğa bileşenlerin ekolojik onanmı ve kültür bileşenlerinin üreti­me kazandırılması ile kentsel ısının indirgenmesi sağlanmaktadır. Ekolojik onarım su iyileştirici bitkiler ile sağlanmış­tır. Kıyı hattı boyunca ve Bioswale içerisinde ağır metallerle birlikte kirliliği temizlemek, besin değişimindeki aşırı artış sonucu oluşabilecek ötrofikasyon ve kirlilik problemini engellemek hedeflenmiştir. Göl çeperindeki tarımsal üretim derelerden oluşturan kanal bağlantıları ile desteklenmektedir. Dere ke­narlarında bulunan tarım alanların Akuaponik tarım ve biyolojik hendek (bioswale) uygulamaları sayesinde tarım bölge­leri de ilişkili hate getirilerek kendi kendine yeterlilik sağlanmıştır. Tasarımda Kibrithane ile Mimar Sinan köprüsü arasında yeşil aks kurgulanmıştır. Aks, olası bir deprem durumunda bölge halkının açık alanlara tahliyesini sağlayacaktır. Alandaki bu önermeler ekosistemin zarar görmesinin önüne geçerek ekolojik restorasyonu sağlayacaktır. 

Habitat Küçükçekmece

Büşra Ateş, Gizem Koç, Malokhatkhon Valieva, Onur Ozan Doğru, Şeyhmus Yıldız
Stüdyo Asistanı: Ebru Şevli

Küçükçekmece, göl ve deniz arasında kalan ve bu ara kesitte farklılaşarak çeşitli ekolojik ve mekansal değerler üreten bir yaşam alanıdır. Deniz, göl, kumul, lagün habitatları ve bu habitatların aktörleri kapsayıcı bir onarım hedefi ile çalışmaya yön vermiştir. Habitat aktörleri arasındaki etkileşim ağları ve bu aktörlerin yaşam biçimleri planlama ve tasarım kararlarında yönlendirici olmuştur. Çalışma farklı bağlamlar üzerinden bu ilişkiler ağını anlamayı, anlatmayı, onarmayı ve korumayı amaçlamaktadır. Küçükçekmece havzasını terk eden türler ve tehlike altında olan türleri geri çağırmak ve yaşam desteği sağlamak için, ekosistem onarımları önerilmektedir. Sazlıdere ve Küçükçekmece Gölü’nü kapsayan havza çanağında göl ve dere kıyılarının çeperinde taşmayı önleyecek ve kıyı habitatını onaracak çözüm önerileri geliştirilmiştir. Havzada göle bağlanan üç dere koridorunun göl ile birleşim noktalarındaki kirliliği önlemek için sanayi atıkları, ağır metaller, tarım ilaçları ve evsel atıkların suya karışmasını engellemek için çözümler önerilmiştir. Kültür ve doğa arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi bu çalışmanın yaklaşımını oluşturmaktadır. Göl-Lagün-Kumsal arakesitindeki kıyılarda, sürekliliğin hem ekolojik hem de gerekli yerlerde kamusal erişime açık hale getirilmiştir. Alana yeniden canlandırılması istenen habitatların sürekliliği ve habitatlar arası ilişkinin geliştirilmesi için ekolojik köprüler, yeşil yollar ve ekolojik eşikler oluşturulmuştur. Tasarım anahatlarıyla; habitat onarımı ve esnek döngüsel tasarım ilkeleri ile farklı bağlamlar ve ölçekler-arası çözüm önerileri üzerinden Küçükçekmece ve etki alanını daha yaşanılabilir, doğa tabanlı mekanlar haline getirmiştir.

Yeşil Tarih Yedikule

Ahmet Fadıllıoğlu, Alperen Ceviz, Elif Nur Asoğlu, Eren Arda Yıldız, Ferhat Hastürk
Stüdyo Asistanı: Şevval Büşra Özmen

Proje bostan kültürünün kaybını önemli bir sorun olarak kabul ederek, kültürel bir bellek alanı olarak Yedikule vizyonunu temel almaktadır. Bu kapsamda işlevsel ve kültürel katmanların ön plana çıkarılması hedeflenmiştir. Projenin işlevsel katmanının en önemli bileşeni, birbiriyle etkileşimli bütüncül açık yeşil alan sistem kurgusunun oluşması olup, bu bağlamda uzun dönemli yeşil sistem öngörüsü Tarihi Yarımada’yı saran yeşil omurga olarak ortaya konulmuştur. Böylece birbirinden bağımsız olan açık yeşil alanların birbirine entegre edilmesi önerilmektedir. Yarımadada bulunan tarihi sur kapılarının şehre açılan yolları yeşil omurgaya katılan bahçeler ve parklarla bütünleştirilmektedir. Yeşil omurga ile bahçelerin kente entegrasyonu , günümüzde küresel bir sorun olan yüzey sıcaklık artışına da çözüm niteliği taşımaktadır. 

Özellikle, Surların arkasında bulunan Yedikule bostanlarıyla birlikte, proje kapsamında önerilen yeşil alanlar arasında yeşil bir koridor oluşturulacak ve bu şekilde yeşil aks ile bütünleşmiş bir form elde edilecektir. Bioswale tekniği, 10. Yıl Caddesinde mahalle ölçeğinde önerilen iç bahçeler, kompost alanları ve bostanlarla birleştirilerek yeşil koridor ağı desteklenecektir. Bu sayede yağmur suyu yönetimi ve çevre dostu su kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu kapsamlı kentsel tasarım projesi, yerel bağlama saygı göstererek, çevre dostu ve yaşanabilir bir şehir için önemli adımlar atmaktadır. Yeşil alanların arttırılması, su yönetimi ve ulaşılabilirlik konularında yapılan öneriler, kent sakinlerinin yaşam kalitesini ve deneyimini geliştirmeyi hedeflemektedir.

Yedikule’yi Görünür Kılmak

Büşra Nur Kurşap, Ebru Begün Saçıkara, Gizem Nur Arslan, Nuray Akçakale, Zeynep Sude As
Stüdyo Asistanı: Doğukan Kurt

Bugünkü Topkapı’dan Yenikapı’ya inen aksta çok katmanlı bir oluşum kendini göstermektedir. Katman deşifresi atıl kalan surlar, ayakta durmaya çalışan bostanlar, metropolün getirdiği araç aksı araç aksının diğer tarafında da bütünden koparılmış Kazlıçeşme mahallesi şeklindedir. Yapılan alan ve katman deşifreleri sonrasında buradaki temel problemlerin Yedikule’nin kentte bir hayalet olarak kendini var etmesi olmakla birlikte Yedikule halkı, bostan, bostancı ve park eksikliği paradoksudur. Stratejik planın temel hedefi Yedikule’yi görünür kılmaktır. Görünür kılma durumu deneyim silsilesinin bir deneyim rotası üzerinden kurulanması ile gerçekleştirilmektedir. Deneyim rotası oluşturulurken ziyaretçi-üretici-tüketici deneyimlerinin bütünleştiği bostan-atıl alan-kültürel miras ve mahallenin kendisinin deneyimlendiği bir yaratıcı yer yapma taktiğine başvurulmuştur. Bu bağlamdan yola çıkarak alanın deneyim rotasına entegre edilebilmesi için Yedikule’nin peyzaj hafızası , katmanları irdelenerek bir tasarım rehberi ve deneyim tasarımı kurgulanmıştır. Oluşturulan deneyim rotasında müştereklerin oradaki deneyimlerini iyileştirmek adına mekânsal öneriler, kentsel mobilya ve donatı önerileri de düşünülmüştür. Rotanın içerisindeki bir alanın yapılaşması yerine müşterek ihtiyaçlara cevap verecek müdahaleler önerilmiştir. Yedikule’yi görünür kılmak ve yaşatmak hedefi ile yola çıkılan bu projede son aşamada İstanbul ölçeğindeki etkinliklere nasıl adapte edilebilir sorusu irdelenmektedir. Dönem dönem gerçekleşen gelenekselleşmiş etkinliklerin bir matrisi çıkartılarak deneyim rotasına nasıl entegre edilebilir sorularına cevap aranmaktadır.

KARTPOSTAL ATÖLYESİ