Özlem Kayahan
İstanbul’da Kentsel Tarımın Sembolü Bostanlar ve Bostanların Kentte Yeniden Canlandırılması
50’lerden sonra modernist kentsel tasarımcılar kentleri zonlara ayırıp çekirdek-periferi modelini benimsemeye başlamış. Bu model tarım aktivitesine gölge düşürmüş ve tarım artık kent dışı bir aktivite olarak görülmeye başlamış. Kent zonlara ayrıldıkça tarım bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kırsala doğru itilmeye başlamış. Bunun sonucunda tarım alanlarının, yapısı, bağlamı ve ölçeği değişmiş. Geleneksel tarım yöntemleri de yerini endüstriyel tarım yöntemlerine bırakmış ve böylelikle tarım doğaya zarar veren bir aktivite haline gelmiş. İstanbul’da bu değişimi geçtiğimiz yarım yüzyılda görmek mümkün bu yüzden bu çalışma eski bostanların da yer aldığı İstanbul’un tarihi çekirdeğine odaklanmıştır. Kent bütün insancıl veya insancıl olmayan aktiviteleri bir arada barındırmalı ve farklı karşılaşmalara zemin olacak kendiliğindenliğe ve çeşitliliğe olanak vermelidir. İstanbul gibi bir metropolde, tarım her zaman en birleştirici aktivitelerden biri olmuş yine de günümüzde kentlerde varlığını yitirmiştir. Bostanların kentte yeniden canlandırılması yitip giden aktiviteler yanında yeni aktiviteler barındırıp bunların yeni kente entegre olmasını da sağlayabilir. Doğal ve bilimsel yöntemler kullanılarak Bostanlar kentin doğaya olan zararını daha aza indirgeme potansiyeline sahip.