fbpx
2023 Bahar Dönemi – Proje Sergisi

Programın omurgasını oluşturan Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu, geleneksel mimari stüdyo pratiklerinin sınırlarını aşarak, güncel kentsel sorunlara disiplinler arası bakış açısıyla yaklaşıyor.

2023 Bahar Dönemi’nde “Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu”nda, katılımcılarımız, Buşra Al ve Emre Demirtaş yürütücülüğündeki stüdyoda, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremler ardından bölgedeki ihtiyaçlara odaklandı.

Stüdyo kurgusu, deprem sonrası ‘akut barınma’ alanları (çadır yerleşimleri), ‘geçici barınma’ alanları (konteyner) ve ‘kalıcı barınma’ olarak üç fazdan oluşuyor.

Dönem boyunca, stüdyo kapsamında yapılan çalışmaları destekleyecek tarihsel-kuramsal, ayrıca teknik yönteme ilişkin seminer dizileri, disiplinler arası nitelikte tartışma ve buluşma ortamı sağlayan Cumartesi Aurası konferansları, kolektif düşünme ve üretime yönelik çalışmalar gerçekleştirildi.

STÜDYO YÜRÜTÜCÜLERİ

BUŞRA AL

EMRE DEMİRTAŞ

FAZ I 

Deprem Sonrası ‘Akut Barınma’ Alanları

(Çadır Yerleşimleri)

AURA İstanbul Sertifika Programı kapsamındaki Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosunun ilk fazında Kahramanmaraş, Dulkadiroğlu, Sümer Mahallesi’nde bulunan Sümer Ortaokulu’nun bahçesinde kolektif üretim süreçleri ile bir yerleşim ve yaşam alanı kuran KAF Kolektif’in paylaştığı bilgilerden yararlanıldı.

Söz konusu alandaki acil barınma ihtiyaçları ile sosyal ve ibadet mekânı üzerine çalışmalar yapıldı. Katılımcılarımız, iki hafta içerisinde iki grup halinde çalışmalarını tamamladı.

  • ÇADIRA EK YAŞAM ALANI
    Tasarım Ekibi: Arz Mintaş, Doğukan Kurt, Merve Akçin, Su Sezer, Şeyda Aydın
  • SOSYAL ALAN VE İBADET ALANI
    Tasarım Ekibi: Başak Bul, Büşra Özmen, Ebru Şevli, Eda Ünal, Meltem Güller, Mona Bilto, Nüket Barutçu, Zeynep Adar, Zeynep Yılmaz

ÇADIRA EK YAŞAM ALANI

Arz Mintaş, Doğu Kurt, Merve Akçin, Su Sezer, Şeyda Aydın

Sümer Ortaokulu’nun çevresinde Kaf Kolektif’in katkılarıyla oluşmuş komünitede, yapılan görüşmeler sonucu ihtiyaç duyulan sosyal alan ve ibadet mekanı tasarımı için çalışıldı. Tasarıma başlarken belirlenen prensipler doğrultusunda oluşturulan bir yol haritası ile çalışıldı. Bu prensipler; taşınabilirlik, çoğalabilirlik, kolay kurulum ve esnek tanımlı mekanlar oluşturmaktır. Belirlenen programların hepsine cevap verebilecek bir birim tasarlandıktan sonra birim dönüştürerek kullanılmasına olanak sağlayan bir kompozisyon oluşturuldu.

Bütün bu kompozisyonun kurucu unsuru ıslak hacmi içeren su modülüdür. Bu modül içeriden abdesthane dışarıdan ise çeşme olarak kullanılmaktadır. Yerleşim için de ana unsur olan su modülü, hem var olan patika ve duvar aksının kesişiminde bulunacak hem de önünde açık bir sosyal alan oluşturacak kapasiteye sahip olacak şekilde tasarlanmıştır.

 

Su modülünün etrafına yerleşerek kompozisyonu büyüten diğer birimler ve programlar ise; on iki kişilik ibadet mekanı, yarı açık sosyal alan ve tüm bu birimlerin birbirine bağlayan yükseltilmiş bir zemin olan platform. Kompleksin erişilebilir ve engelsiz olması için platforma çıkış rampa ile sağlanmıştır.

Yapının oryantasyonunda ana faktör ibadet mekanı olması sebebiyle kıble yönüdür. Kıble yönüne doğru konumlanan yapının duvar ile ara kesitinde kalan açık alan da büyük önem kazanmaktadır. Buradaki açık alan, hem bir sosyal alan hem de ekme-biçme alanı olarak kurgulandı. Böylece tasarım, esnek ve dönüşebilen mekan kullanımına sahip, “su” üzerinden kurgulanan ve açık alanlarla beslenen bir mekan kompozisyonuna haline geldi.

Tasarımda kullanılan malzemelerin kolay ulaşılabilir ve uygun maliyetli olması önemsendi. Bu nedenle çevre illerden temin edilebilecek; OSB, ahşap kereste, membran ve ahşap kasalar tercih edildi. Modüller için oluşturulan kurulum şeması sayesinde mekan, herkes tarafından inşa edilebilecek ve eklemlenebilecek biçimde kurgulandı.

SOSYAL ALAN VE İBADET ALANI

Başak Bul, Büşra Özmen, Ebru Şevli, Eda Ünal, Meltem Güller, Mona Bilto, Nüket Barutçu, Zeynep Adar, Zeynep Yılmaz

Sümer Ortaokulu’nun çevresinde Kaf Kolektif’in katkılarıyla oluşmuş komünitede, yapılan görüşmeler sonucu ihtiyaç duyulan sosyal alan ve ibadet mekanı tasarımı için çalışıldı. Tasarıma başlarken belirlenen prensipler doğrultusunda oluşturulan bir yol haritası ile çalışıldı. Bu prensipler; taşınabilirlik, çoğalabilirlik, kolay kurulum ve esnek tanımlı mekanlar oluşturmaktır. Belirlenen programların hepsine cevap verebilecek bir birim tasarlandıktan sonra birim dönüştürerek kullanılmasına olanak sağlayan bir kompozisyon oluşturuldu.

Bütün bu kompozisyonun kurucu unsuru ıslak hacmi içeren su modülüdür. Bu modül içeriden abdesthane dışarıdan ise çeşme olarak kullanılmaktadır. Yerleşim için de ana unsur olan su modülü, hem var olan patika ve duvar aksının kesişiminde bulunacak hem de önünde açık bir sosyal alan oluşturacak kapasiteye sahip olacak şekilde tasarlanmıştır.

 

Su modülünün etrafına yerleşerek kompozisyonu büyüten diğer birimler ve programlar ise; on iki kişilik ibadet mekanı, yarı açık sosyal alan ve tüm bu birimlerin birbirine bağlayan yükseltilmiş bir zemin olan platform. Kompleksin erişilebilir ve engelsiz olması için platforma çıkış rampa ile sağlanmıştır.

Yapının oryantasyonunda ana faktör ibadet mekanı olması sebebiyle kıble yönüdür. Kıble yönüne doğru konumlanan yapının duvar ile ara kesitinde kalan açık alan da büyük önem kazanmaktadır. Buradaki açık alan, hem bir sosyal alan hem de ekme-biçme alanı olarak kurgulandı. Böylece tasarım, esnek ve dönüşebilen mekan kullanımına sahip, “su” üzerinden kurgulanan ve açık alanlarla beslenen bir mekan kompozisyonuna haline geldi.

Tasarımda kullanılan malzemelerin kolay ulaşılabilir ve uygun maliyetli olması önemsendi. Bu nedenle çevre illerden temin edilebilecek; OSB, ahşap kereste, membran ve ahşap kasalar tercih edildi. Modüller için oluşturulan kurulum şeması sayesinde mekan, herkes tarafından inşa edilebilecek ve eklemlenebilecek biçimde kurgulandı.

Bahar’23 stüdyosunda deprem bölgesi için geliştirdiğimiz Geçici Barınma Tasarım projeleri Marie Claire Maison Mayıs sayısında…

Detayları Marie Claire Maison dergisinin Mayıs sayısında okuyabilirsiniz.

FAZ II 

Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım

Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu kapsamında Bahar’23 katılımcıları Urban.koop ile birlikte Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım Rehberi’nde yer alan araştırma başlıkları üzerine çalışmalarını tamamladı.

Katılımcılarımız; Kent ile Entegrasyon, İklimlendirme ve Sürdürülebilir Altyapı, Plan Kurgusu, Konut Birimleri, Sosyal Etkileşim, Müşterekler ve Donatılar konularında gruplar halinde çalıştı.

Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım Rehberi

  • Kent ile Entegrasyon
    Tasarım Ekibi: Başak Bul, Büşra Özmen, Zeynep Adar
  • İklimlendirme ve Sürdürülebilir Altyapı
    Tasarım Ekibi: Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller
  • Plan Kurgusu
    Tasarım Ekibi: Eda Ünal, Nüket Barutçu, Zeynep Yılmaz
  • Konut Birimi
    Tasarım Ekibi: Arz Mintaş, Merve Akçin, Su Sezer
  • Sosyal Etkileşim, Müşterekler ve Donatılar
    Tasarım Ekibi: Doğukan Kurt, Şeyda Aydın

KENT İLE ENTEGRASYON

Başak Bul, Büşra Özmen, Zeynep Adar

6 Şubat’ta 10 ilde meydana gelen depremde yıkılan ve geçici barınma bölgelerinin kent ile entegrasyonunu ele alındı. Tasarlanan yeşil koridor yardımıyla konut bölgelerinden, çadır kentlerden hem sanayi hem kentin diğer odak noktalarına bütün kullanıcıların hareket edebileceği bir omurga önerildi.

Çadır kent, geçici barınma ve kalıcı konutların hepsini kapsayan bir omurganın kent ile entegrasyonunu üretken kentsel peyzajlar kavramıyla ele alındı. Kent içerisinde konut birimleri üretilmeden önce kenti birbirine bağlayan yeşil omurganın genleşmesi, kılcallanması bu farklı zamanlarda üretilecek üç tip konut yerleşim biçimini birbirine bağlayarak zaman içinde geçici barınma birimlerinin kalkıp yerlerine konut yapılmasını sağlayacak alt yapı izini oluşturuyor. Bu iz; konut alanlarını, sosyal alanları, tarım ve üretim alanların alt yapısını suya erişimini kurguluyor. Son aşamada sanayi bölgelerine kılcallanması ile oluşan omurganın biten yapısı onarılır. Bu sayede mevcut hali iyileştirilmesine de olanak sağlanır.

Tüm kullanıcıların belirli odaklarda yoğunlaştığı ancak herkesin her bölgeye erişebildiği bir ağ sistemi tasarlandı. Yeşil koridorla birleştirdiğimiz bu ağ sisteminde yaya ulaşımı ve bisiklet ulaşımı sağlandı. Bu ağ sisteminin 500 metrede bir mahalle ölçeğinde olmasıyla, 1,5 km de ring sistemiyle -toplu taşımalarla- birbirine bağlıyoruz. Bu mahalle ölçeğinde kreş, eğitim, sosyo-kültürel alan, su ve yeşil alanları barındırıyor.

Bu sistemi kent ölçeğinde uygulanabilirliği için Hatay özelinde bir çalışma gerçekleştirerek sonlandırdık. Hatay’ın içerisinde Asi Nehri’nin geçmesini ve liman kenti olması potansiyelini kullanarak yeşille ve suyla entegre kendi kendine yetebilen bir kent senaryosu oluşturduk.

İKLİMLENDİRME VE SÜRDÜRÜLEBİLİR ALTYAPI

Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller

İklimlendirme ve sürdürülebilir altyapı başlıkları altında geçici yerleşim alanlarında karşılaşılabilecek problemlere tasarım prensipleri ile çözüm üretmeyi amaçlayan bir çalışma yaptık. Bu konuyu çalışmaya öncelikle farklı ölçek ve öncelik sırasındaki problem tespitlerimizle başladık. Problemlerin ortaya çıkacakları süreler ve aciliyetleri üzerinden sınıflandırılmasının ardından, bu sorunları çözmek için gereken prensip tasarım yaklaşımlarını yine aynı ölçütler üzerinden belirledik. Bu aşamada birden çok akademik kaynaktan yararlandığımız gibi farklı tasarım alanlarında inşa edilmiş çalışmalardan da yararlandık.

Çalışmamız ana hatlarıyla farklı ölçeklerin iklim ve sürdürülebilirliğini incelemek ve daha sonra belirlenen prensiplerin Kahramanmaraş mikrokliması üzerinden ilerletmeyi içeriyor.

Kent, yerleşke, birim (konut), malzeme gibi farklı ölçeklerde ve farklı programlar için gereken tasarım koşulları ile bir dağarcık oluşturduktan sonra bu dağarcık içinde Kahramanmaraş için acil ve kısa sürede gerekli olan konuların üzerine yoğunlaştık. Bu konular içerisinde kısa vadede ve acil çözüm bulunması gereken konular; temiz suya erişim, termal konfor, güvenli tasarım ve kentsel hijyen. Sorunlara çözüm olarak önerdiğimiz tasarım prensipleri ise; yağmur suyu hasadı, su döngüsü, pasif iklimlendirme stratejileri ve atık yönetimi oldu. Tüm bu çözümlerin enerji verimliliği açısından yeterli olması ve kullandığı kaynaklar, uygulanma yöntemleri açısından da çevreye yeni sorunlar teşkil etmemesine özen gösterdik. Tüm çözümlerin doğal etmenlerin organizasyonu ve minimum inşai müdahele gerektirecek şekilde kendine yetecek ve içinde döngüsünü kuracak bir sistem tasarımı üzerinden gerçekleşmesi hedeflendi.

PLAN KURGUSU

Eda Ünal, Nüket Barutçu, Zeynep Yılmaz

Bu çalışma 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen Kahramanmaraş, Pazarcık merkezli depremden etkilenen ve evlerini terk etmek zorunda kalan insanların barınma ihtiyacını gidermek amacıyla hazırlanan geçici yerleşim alanlarının sadece rasyonel verilere dayalı, kendini tekrarlayan ve kamusal etkileşime imkan vermeyen yapısına alternatif bir plan kurgusu oluşturma amacıyla yapılmıştır. Geçici konut yerleşim planı için öncelikle literatür taraması yapılarak TMMOB Şehir Plancıları Odasının yayınladığı Geçici Barınma Alanı Şeması incelenmiş, herhangi bir mekansal kaygı gütmeden bir referans ölçü olarak kullanılmış ve konut birimlerinin bir araya gelişleri çeşitlendirilerek yeniden yorumlanmıştır.

Yerleşkede ihtiyaç duyulan ve bulunması gereken fonksiyonlar belirlenmiş ve birbirleriyle etkileşimleri göz önünde bulundurulup mekandan olarak ilişkilendirilmiştir.

Plan oluşumu konut biriminden başlayıp, birimlerin bir araya gelişi ile sokak ve açık alanlarla ilişkisi, birimlerin ve açık yeşil alanların yapı adalarındaki yerleşimi, ve son olarak 4 yapı adasının oluşturduğu 1 mahalle içerisindeki yapı adalarının birbirleriyle ilişkisi incelenerek oluşturulmuştur. Yapı adası tipolojileri 3 kademeli yapı ve nüfus yoğunluğu ile farklılaşarak avlulu ve lineer yerleşim doğrultusunda konut birimlerinin bazı deformasyonlara uğrayarak çeşitlenmesi ile oluşturulmuştur. Konut birimlerinin yerleşiminin yanında bir ilişki ağı çerçevesinde donatı alanları, yeşil alanlar, otoparklar kurgulanmıştır. Sosyal donatılar 12 farklı fonksiyonu içerisinde barındırmaktadır ve bunlar güvenlik, yönetim, ticaret, gıda, sosyo-kültürel, psikolojik destek, ibadet, park, tarım, spor, sağlık ve eğitim birimlerini içermektedir. Şematik plan 16 mahalleden oluşmakta ve yaklaşık 4600 kişinin barınmasını öngörmektedir. Şematik planın oluşumundan sonra kentsel alanlara yerleşimi Kahramanmaraş ilinde bulunan iki geçici barınma alanında çalışılmıştır. Gerçek bir alanda kentsel yeşil ağ ile yerleşim entegre edilerek dönüşümü irdelenmiştir.

KONUT BİRİMİ

Arz Mintaş, Merve Akçin, Su Sezer

Toplumsal krizle sonuçlanan 6 Şubat Kahramanmaraş depremi gibi afetlerde öncelikle asgari ihtiyaçların çözülmesi, sonrasında geçici barınma, geçici konut ve kalıcı konut evresine de evrilebilecek esnek bir yapı modeli olarak çekirdeğin yanına eklemlenen eklenti modülleri de tasarlanmıştır.

Sanitärzelle (sıhhi hücre) fikri bu projenin ana fikrini oluşturmaktadır. Asgari standartlar ve çevresinde oluşan, dönüşen esnek bir tasarıma gidilmiştir. Projemizin de adını oluşturan ‘Duvar’, bu asgari standartlar bünyesinde barındıran tesisat duvarı bizim ana çekirdeğimizi oluşturmaktadır. İlk aşamada sahada temeli hazırlanan bu sistemin, fabrikada hazır olarak üretilerek yerine yerleştirilmesi ve modüler sistemde bu çekirdeğe eklemlenen modüllerden meydana gelmektedir.

Yapı üretiminin endüstrileşmesinde ileri bir gelişme düzeyini gösteren modüler yapılar, bir yapının standartlaştırılmış bileşenlerinin fabrikada üretilmesini ve sahada kurulumunu içermektedir.

Böylece hazırlık aşamasını içeren sahadaki çalışmalar devam ederken, aynı anda modüllerin üretimi fabrikada gerçekleştirilebilmektedir. Bu durum, finansman ve denetim maliyetlerini düşürerek, yapıların daha erken kullanılmaya başlanmasına izin vermekte ve çok daha kısa bir yapım süreci sağlamaktadır. Mekânlarda kullanılan donatılar kullanım açısından esnek tasarlanarak, mekânların farklı işlevle çoklu kullanımlarına olanak verilmekte ve iç mekân düzenlemelerinde kullanıcı sayısına göre mekân düzeninde değişiklik yapılabilmektedir. Yaşam mekânında, esnek donatılarla yeme, oturma ve yatma işlevleri gerçekleştirilebilmektedir.

SOSYAL ETKİLEŞİM, MÜŞTEREKLER ve DONATILAR

Doğukan Kurt, Şeyda Aydın

Toplumsal krizle sonuçlanan 6 Şubat Kahramanmaraş depremi gibi afetlerde öncelikle asgari ihtiyaçların çözülmesi, sonrasında geçici barınma, geçici konut ve kalıcı konut evresine de evrilebilecek esnek bir yapı modeli olarak çekirdeğin yanına eklemlenen eklenti modülleri de tasarlanmıştır.

Sanitärzelle (sıhhi hücre) fikri bu projenin ana fikrini oluşturmaktadır. Asgari standartlar ve çevresinde oluşan, dönüşen esnek bir tasarıma gidilmiştir. Projemizin de adını oluşturan ‘Duvar’, bu asgari standartlar bünyesinde barındıran tesisat duvarı bizim ana çekirdeğimizi oluşturmaktadır. İlk aşamada sahada temeli hazırlanan bu sistemin, fabrikada hazır olarak üretilerek yerine yerleştirilmesi ve modüler sistemde bu çekirdeğe eklemlenen modüllerden meydana gelmektedir.

Yapı üretiminin endüstrileşmesinde ileri bir gelişme düzeyini gösteren modüler yapılar, bir yapının standartlaştırılmış bileşenlerinin fabrikada üretilmesini ve sahada kurulumunu içermektedir.

Böylece hazırlık aşamasını içeren sahadaki çalışmalar devam ederken, aynı anda modüllerin üretimi fabrikada gerçekleştirilebilmektedir. Bu durum, finansman ve denetim maliyetlerini düşürerek, yapıların daha erken kullanılmaya başlanmasına izin vermekte ve çok daha kısa bir yapım süreci sağlamaktadır. Mekânlarda kullanılan donatılar kullanım açısından esnek tasarlanarak, mekânların farklı işlevle çoklu kullanımlarına olanak verilmekte ve iç mekân düzenlemelerinde kullanıcı sayısına göre mekân düzeninde değişiklik yapılabilmektedir. Yaşam mekânında, esnek donatılarla yeme, oturma ve yatma işlevleri gerçekleştirilebilmektedir.

FAZ III

Sosyal Konut

2023 Bahar Dönemi Proje Sunumları tamamlandı!

Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu kapsamında Bahar’23 katılımcıları FAZ ! deprem sonrası ‘akut barınma’ alanları (çadır yerleşimleri), FAZ II Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım, FAZ III Sosyal Konut üzerine çalışmalarını tamamladı.

Katılımcılarımız; sosyal konut konusunu farklı yönleriyle ele alarak bireysel ve gruplar halinde çalıştı. Kendi ilgi alanları ile belirlediği araştırma konusunu ele alarak yürütücülerimizin danışmanlığı doğrultusunda proje önerileri geliştirdi.

Jüri konukları Onur Atay, Kurtul Erkmen, Sinan İzgi, Yılmaz Değer, Cem Günübek ile Stüdyo yürütücüleri Buşra Al ve Emre Demirtaş projeler hakkındaki yorumlarını paylaştı.

  • Sosyal Konutta Habitat Paydaşlarının Yeniden Tariflenmesi – Su Sezer
  • Deprem Sonrası Sosyal Konut Üretimi ve İklim Adaleti – Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller
  • Sosyal Konut +Parazit Hublar – Zeynep Adar, Başak Bul, Büşra Özmen
  • Deprem Sonrası Boşlukların Yeniden Üretimi – Zeynep Yılmaz, Arz Mintaş, Eda Ünal
  • Sosyal Konut ve Ev Eksenli Çalışma: Kolektif Gıda Ağı – Şeyda Aydın
  • Atıl ile Barınmanın Karşılaşması – Doğukan Kurt
  • Sosyal Konutta Ahşap Kullanımı – Nüket Barutçu, Merve Akçin

SOSYAL KONUTTA HABİTAT PAYDAŞLARININ YENİDEN TARİFLENMESİ

Su Sezer

Bu çalışma emeğin zamansallığı ve ortaklaşma biçimi üzerinden habitat paydaşları ile mekansal bileşenlerinin ilişkisini yeniden tanımlamak amacıyla kurgulanmıştır. Sosyal konutu rant üretim metasına dönüştüren mekanizmaların kullandığı kullanıcı tanımı olan heteronormatif geleneksel aile kurgusu yerine konutta gerçekleştirilen işlevler, mekandaki üretim paylaşımı ve olası yeni bir sosyal konut modeli için konut kavramının fenomenolojik incelemesiyle yapısöküme uğratılmıştır.

En temel ihtiyaçları karşılayan bir ev donatısı envanteri ile üretilmiştir. Ev donatısı; yaşam birimleri, ortak veya bireysel üretimin gerçekleştiği ve paydaşların müşterek mekanları olan uzantı mekanları, ortaklaşa üretilmiş metaların ve hizmetlerin tüketileceği servis mekanları olmak üzere üç temel mekandan oluşmaktadır. Bu üç tipoloji birbirine bağlanarak sosyal konutun yapı birimi oluşturulmuştur.

DEPREM SONRASI SOSYAL KONUT ÜRETİMİ VE İKLİM ADALETİ

Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller

Bugün dünyamız kaçamayacağımız bir iklim değişimi ile yüzleşiyor. Dünyanın her yerinde insanlar bu değişimin kriz haline gelmesinin etkileriyle başa çıkmakta fakat bu etkilere karşı bulunduğumuz savunma durumlarında adeletsiz bir dağılım mevcut. Sosyal konut, ölçeği ve program kapsamı açısından yere ve bütçeye göre oldukça çeşitlilik gösterecek bir üretim. Bu üretimin kapsamı ne olursa olsun, iklim adaletinin sağlanması için her ihtimalde yer edinecek bir jeneratör gerekli. Bu çalışma, söz konusu kurucu birimi bir yapı elemanı olarak tanımlıyor. Çekirdek içerisinde bulunduğu yapının boyutu ve fonksiyonuna göre hacim değiştirse de, her yapının kurucu elemanı olabilecek potansiyele sahip.

Hedeflenen etkiler; gün ışığı alımı, hava sirkülasyonu, konut içersine sızan yeşil, yapı dayanımı, minimum tesisat ayak izi, yeşil duvar, düşey tarım alanı, yağmur suyu hasadı, su döngüsü gibi ekolojik çözümlerle sağlanacak. Yapının boyutuna ve programına göre değişip evrilebilecek olan iklim adaleti çekirdekleri, daha çoğalabilecek senaryolar üzerinden üretildi. Çalışma ana hatlarıyla, minimum müdahale ile kent dokusu ve sosyal konut üretimini belirli bir kalıp içerisinde tanımlamadan, ona esneklik için alan tanıyarak adil iklim koşullarının bir yapı birimi olan çekirdek üzerinden sağlanmasını araştırdı.

SOSYAL KONUT +PARAZİT HUBLAR

Zeynep Adar, Başak Bul, Büşra Özmen

Sosyal konutlar, toplumda bir araya gelmeyi teşvik eden ve dayanışmayı destekleyen mekânlar olarak düşünülmelidir. Deprem öncesi ve sonrası dönemde toplumun çeşitli ihtiyaçlarından meydana gelen sebeplerden dolayı sosyal konutlara her zaman ihtiyaç vardır. Zaman, maliyet ve kullanıcı ihtiyaçlarının ön planda olduğu bu dönemde modüler sistemler ile standart bileşenlerin kullanılması ve birleştirilmesiyle ilgili daha önceden belirlenmiş kurallar sayesinde hızlı ve tekrarlanabilir çözümler üretmek mümkündür.

Ayrıca, modüler sistemlerin esnekliği, projenin ihtiyaçlara ve değişen koşullara uyum sağlamasını kolaylaştırır. Bu sistemler, farklı boyutlarda, işlevlerde ve yapı tiplerinde uygulanabilir. Bileşenlerin bir araya getirilme şekli ve düzeni, projenin ihtiyaçlarına göre kolayca değiştirilebilir. Bu da projenin yeniden kullanılabilirliğini ve uyarlanabilirliğini artırır. Bu avantajlar düşünülerek deprem öncesi ve sonrası oluşacak sosyal konutlar, parazitleşen hub’lar ve modüller sistemler üzerinden ele alınıyor.

DEPREM SONRASI BOŞLUKLARIN YENİDEN ÜRETİMİ

Zeynep Yılmaz, Arz Mintaş, Eda Ünal

Deprem sonrasında kentsel açık alanların büyük bir kısmının afet toplanma alanı olarak kullanılması birçok soruna yol açmaktadır. Bu durum, kentsel açık alanların azalmasına neden olmakta ve deprem sonrası ortaya çıkabilecek birçok zorluğu beraberinde getirmektedir. İstanbul, Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunması, yoğun nüfusu ve yapı stoğu, yakın zamanda büyük bir deprem deneyimlemesi gibi nedenlerle önemli bir laboratuvar niteliği taşır. Kentin mevcut koşulları, yeşil alanların azalması ve yapılaşmanın artması, olası bir deprem durumunda kent sakinlerinin toplanma alanlarını belirleme gerekliliğini vurgular.

Bu çalışma, İstanbul’un Acıbadem bölgesinde, deprem senaryolarına uygun bir yapıya sahip olan, çok kültürlü ve çok işlevli bir mahallede gerçekleştirilmektedir. Açık ve yeşil alanlar, karmaşık sosyal ve ekonomik ilişkiler ağını birleştirerek kentsel ekosistem oluşturur. Bu alanlar, kentlerin sürdürülebilir kalkınmasında önemli bir rol oynar. Açık ve yeşil alanlar, kent sakinlerinin nefes alma noktaları oluştururken, deprem sonrasında da gerekli acil durum ihtiyaçlarına çözüm üreten çeşitli fonksiyonları içerisinde barındıran dönüştürülebilir boşluklar olarak çalışmaktadır. Bu boşluklar, depremle beraber yeniden işlevlendirilerek depreme dayanıklı kentler oluşturulmasına yardımcı olur.

SOSYAL KONUT VE EV EKSENLİ ÇALIŞMA: KOLEKTİF GIDA AĞI

Şeyda Aydın

Ev eksenli çalışma bilimsel yazında evde çalışma (homeworking) veya ‘dış çalışma’ olarak Türkçeleştirebileceğimiz ‘Outwork’ olarak adlandırılmaktadır. Dış çalışma kavramı, çalışmanın fabrika dışında olmasını işaret eder. Bu kavramda ayrım, fabrika ekseninde yapılmakta ve emeğin harcandığı esas yerin de fabrika olduğu varsayımı bulunmaktadır.

Ev eksenli çalışma haliyle genellikle ‘’ev’’de yapılan çalışmadır. Ancak bir ödeme karşılığı olmadan yapılan ev işleri, temizlik ve çocuk bakımı işlerinden de farklı bir çalışma türüdür. Ev eksenli çalışma yapanların neredeyse tamamını kadınlar oluşturmaktadır.

Bu çalışma modelini tercih eden kadın ve erkekler arasındaki farkın sayıca büyüklüğü, kadınların işgücüne katılımıyla doğrudan ilişkilidir.

Depremzedelerle kurulan irtibatlardan edinilen bilgilerle ve 6 Şubat depreminden sonra birçok insanın çalışma hakkı çeşitli sebeplerle elinden alınmıştır. Afet sebebiyle bireylerin kendi ya da bünyesinde çalıştığı işyerlerinin zarar görmesi veya yok olması, bireyde fiziksel hasar meydana gelmesiyle işini devam ettiremeyecek durumda olması gibi farklı meseleler birçok depremzedenin iş ve üretimle ilişkisinin kesintiye uğramasına sebebiyet vermiştir.

Bu çalışmada barınma ve üretim ilişkisi; sosyal konutta ev eksenli çalışma modeli ve kolektif gıda ağı üzerinden irdelenmiştir. Gıda üretimi kolektif çalışma ile birlikte dayanışma doğuran ve birçok işçiye istihdam sağlayan bir üretim koludur. Kolektif üretim ve ev eksenli çalışma entegre çalışabilir mi? Üretim ve ev yaşamı birbirleri ile ne ölçüde ilişkili olabilir? Üretimin barınmaya entegre edilmesi dezavantajlı grupların istihdamına katkı sağlar mı?

ATIL İLE BARINMANIN KARŞILAŞMASI

Doğukan Kurt

Barınma krizinin en önemli konulardan biri olan bu dönemde atıl yapı stoku göz önünde bulundurulduğunda Heidegger’den yola çıkarak barınmanın bir çatı ve dört duvardan ibaret olmadığını, atıl ile barınmayı birlikte irdeleyerek bir sistem tasarımı önerilmiştir. Bu sistem tasarımında sosyolojik parametreler göz önünde bulundurularak TDK’nın sosyal konut kavramının sadece düşük bütçeye yönelik tanımına ithafen dejavantajlı bireyler öncelikle düşünülmüştür. Hem atıllık olgusunun iyileştirilerek yaşatılması hem de atıl ve barınmanın karşılaşması bilinçli olarak yapılmış iki temel probleme çözüm arayışı yoluna gidilmiştir. Bu tasarımda önerilen sistem dönüşüm, kentsel akupunktur, işgal komünleşebilme ve problemlere karşı birleşebilme açısından provokatif bir eylem olarak düşünülmelidir.

Gündelik pratiklerde kendini bostan, seyir terası gibi kamusal bir deneyim merkezi olarak var eden ‘atıl’ su kulesi tasarımının barınma krizinin patladığı senaryolarda kendini bir yaşam ve barınma alanı olarak dönüştürebileceği bir sistem olarak tasarlanmıştır. Bireylerin dönüşebilen strüktür ismi verilen strüktürlere yaşam birimleri eklemlenerek yaşam birimlerinde barındığı sırada bir yandan deneyim merkezi olan ‘atıl’ su kulesinin sürekli devinim halinde olan mekanizmasının bir parçası olması hedeflenmiştir. Dönüşen -İSKİ Ofisi- alanın tam merkezinde bulunan burada yaşamaya başlayan komünün servis birimi olarak düşünülmüştür. Kuleye eklenen strüktürler, strüktürlere eklenen yaşam birimleri, sokağın işgali, işgalin ortasındaki bir servis birimi buradaki dönüşümü barınma ve sosyal konut açısından sürdürülebilir kılırken komünleşme adına olumlu bir sirkülasyon ve sistem bütününe hizmet ediyor.

SOSYAL KONUTTA AHŞAP KULLANIMI

Nüket Barutçu, Merve Akçin

Geçmişin önemli yapı malzemelerinden biri olan ahşap, zamanla geniş açıklıkların geçilememesi, çok katlı yapıların inşa edilememesi, yangın dayanımı vb. sebeplerle kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmış, yerini çoğunlukla betonarmeye bırakmıştır. Bugüne baktığımızda ise teknolojideki gelişmelerle birçok modern ahşap yapı malzemesi ve birleşim teknikleri geliştirilmiştir. Lamine ahşap malzemeler ve birleşim teknikleri ahşabın geniş açıklıklarda ve çok katlı yapılarda taşıyıcı sistem malzemesi olarak kullanımına imkan vermektedir. Ahşabın yangın dayanımı ile ilgili alınabilecek önlemler geliştirilmiştir. Bunun yanında sürdürülebilirlik kavramının ortaya çıkması doğal ve yenilenebilir bir malzeme olan ahşabı ön plana çıkarmaktadır. Çeşitli kullanım amacına göre üretilen modern ahşap yapıların sayısı giderek artmaktadır.

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde yıkılan binalar ve can kayıpları herkesi derinden etkilemiştir. Bu durum tüm alanlarda olduğu gibi yapı alanında da bazı dinamiklerin değişmesi gerektiğini bizlere göstermiştir. Ülkemizin deprem gerçeği düşünüldüğünde geçici konut-kalıcı konut ekseninde farklı alternatiflerin de ele alınarak konut dönüşümünün gerçekleştirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı, alternatif bir üretim modeli olabilecek modern ahşap yapı malzemelerinin ve yapım sistemlerinin değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmektir.

FİNAL PROJE SUNUMLARI

AURA İstanbul Güz’23 Dönemi FAZ III Sosyal Konut sunumları tamamlandı!

Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu kapsamında Bahar’23 katılımcıları Sosyal Konut üzerine çalışmalarını tamamladı. Katılımcılarımız; sosyal konut konusunu farklı yönleriyle ele alarak bireysel ve gruplar halinde çalıştı. Kendi ilgi alanları ile belirlediği araştırma konusunu ele alarak yürütücülerimizin danışmanlığı doğrultusunda proje önerileri geliştirdi. Jüri konukları Onur Atay, Kurtul Erkmen, Sinan İzgi, Yılmaz Değer, Cem Günübek ile Stüdyo yürütücüleri Buşra Al ve Emre Demirtaş projeler hakkındaki yorumlarını paylaştı.

Program Katılımcıları ve Proje Başlıkları:
  • FAZ I Çadıra Ek
  • FAZ I İbadet Alanı
  • FAZ II Plan Kurgusu – Eda Ünal, Nüket Barutçu, Zeynep Yılmaz
  • FAZ II Sosyal Etkileşim, Müşterekler, Donatılar – Doğukan Kurt, Şeyda Aydın
  • FAZ II İklimlendirme ve Sürdürülebilir Altyapı – Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller
  • FAZ II Konut Birimler – Arz Mintaş, Merve Akçin, Su Sezer
  • FAZ II Kent ile Entegrasyon – Başak Bul, Şevval Büşra Özmen, Zeynep Adar
  • FAZ III Sosyal Konutta Habitat Paydaşlarının Yeniden Tariflenmesi – Su Sezer
  • FAZ III Deprem Sonrası Sosyal Konut Üretimi ve İklim Adaleti – Ebru Şevli, Mona Bilto, Meltem Güller
  • FAZ III Sosyal Konut +Parazit Hublar – Zeynep Adar, Başak Bul, Büşra Özmen
  • FAZ III Deprem Sonrası Boşlukların Yeniden Üretimi – Zeynep Yılmaz, Arz Mintaş, Eda Ünal
  • FAZ III Sosyal Konut ve Ev Eksenli Çalışma: Kolektif Gıda Ağı – Şeyda Aydın
  • FAZ III Atıl ile Barınmanın Karşılaşması – Doğukan Kurt
  • FAZ III Sosyal Konutta Ahşap Kullanımı – Nüket Barutçu, Merve Akçin

Program katılımcılarımızla İstanbul’u keşfediyoruz!

Program katılımcılarımızla İstanbul’u keşfediyoruz!

Burak Mangut ile Karaköy-Galata rotasında eskiz atölyesi gerçekleştirildi!