Ege Ak
İletişimin Yeni Halleri ve Kamusal İnsanın Dönüşümü
İletişim çağında kültürün tanımlayıcı bir özelliği, insan bedenlerinin ve duygularının bireylerin yaşam deneyimleri üzerindeki kontrolünü artırmalarına yardımcı olacak şekilde çeşitli, her yerde bulunan ve geçici kültürel alanların etkileşimidir. Bugün insanlar, yaşam deneyimlerini dönüştüren ve kültürel alanın anlamını yeniden şekillendiren söylemsel dünyalar yaratmak için paralel yaşamların üzerine inşa edildiği çok kültürlü katmanlar icat ediyor. Ancak günlük hayatın akışı içinde gerçekleşen sosyalleşmenin fiziksel ve kültürel teması gerektirdiği bilinen bir gerçektir.
Şehirler, fiziksel mekânların temsili olarak, iletişim çağının getirdiği değişimlere ayak uydurmaktadır. Ancak, kentte yaşayan yani kente ait olan bireyler arasındaki etkileşim ve iletişimin dönüşüm hızı, fiziksel ve kamusal olanın dönüşümünden daha hızlı olacağı için beden-mekân karşılaşmalarında konvansiyonel ilişkilerin ötesinde bir boşluk meydana gelecektir. Bu boşluk, yeni birlikteliklere zemin hazırlamakla birlikte, olası değer kayıplarını da beraberinde getirmektedir.
Çalışma bu tartışma konularını mimarlık ve sanat çerçevesinde değerlendirmek üzerine, İstanbul’un 2035’te yeniden Avrupa Kültür Başkenti seçildiği senaryosu üzerinden devam etmektedir. Avrupa Kültür Başkenti olmak yalnızca bir sene boyunca kültürün temsilcisi olmak değil, bu sıfatı kalıcı unsurlara dönüştürmek ve geleceğe taşımak anlamında da gelmektedir.
Kültürü iletişimin dönüştürdüğü veya iletişimle birlikte dönüşen bir unsur olarak kabul edersek, fiziksel olanın ötesine geçen üst kültürün inşası kavramıyla, kültür başkenti çerçevesinde, sanatı bir sorgulama aracı olarak kullanarak yeni potansiyelleri ve değer kayıplarını irdeleyebiliriz.
Çalışmada, 2012 yılından bu yana daha önce İstanbul Tasarım Bienali’nde yer almış üretimlerin de bulunduğu bir seçki ile İstanbul’da dönüşen kültürün ve iletişim biçimlerinin kent-kentli etkileşimini sorgulatan kürasyona hepiniz davetlisiniz!