Osman Emre Selvi
Kentsel Kaçış: Algısal Rotalar, Etkileşimli Akslar
Kent hayatı kimi zaman içinde bulunmaktan başka bir şey düşünülemez, kimi zaman büyük bir bıkkınlık ve düş kırıklığı içerisinde ceketimizi alıp çıkmak istediğimiz bir dilemmadır. Günümüz metropollerine hapsolmuş insanlık kurdukları istifa hayallerini sakin bir kasabada bağların arasında yeşertirken, çağın emeklilik gerçeği bunun çok ötesinde maddi olanaklar sunmaktadır. Kentlerin canavar imajı ve pastoral söylemler kuşakların neyi hayal edeceğine dair bir tahakküm oluştururken, akıntının karşısında kentin maceracı ve optimist kürekçileri değişiminin mümkün olduğuna inanmaktadır. Bu inancın dayanakları bağıran, kızan ve emreden kentsel değişimler değil, aksine narince yaklaşan, kentliyi dinleyen ve ona da söz hakkı veren kadife sesli dokunuşlardır.
Çalışma, günümüz kentinin karmaşalarını, her gün kullandığımız rotaları eğlenceli kılarak, kentin ve kentlinin etkileşeceği noktalar oluşturarak hafifletebileceğine inanır ve bu motivasyon ile hareket eder. Bireyin kentin sosyo-ekonomik imkanlarını ardında bırakıp, kentten kaçması yerine kentin içinde keşmekeşin azaldığı bir düzeni tasavvur eder. Çalışmada bu düşünce Şişli-Beşiktaş aksında belirlenen noktalardaki müdahaleler ve potansiyellerin ortaya konulması yoluyla aktarılır. Duyularımızla ve algılarımızla başlayan düşünme pratiği kendini bir şekilde yolumuzun geçtiği tanıdık alanlarda bulur.
Kentlilerin pek çoğu kentini sevmeye gönülden isteklidir. Karar alıcılar ve tasarıma katılanlar onlara bir neden verdiği sürece…