Özge Altaş
Tüketimin Gölgesinde: İstanbul’da Kamusal Alanın Kaybı
Bu çalışma, İstanbul’un kamusal alanlarının Cumhuriyet’in ilanından günümüze geçirdiği mekânsal ve ideolojik dönüşümleri tarihsel bir süreklilik içinde analiz etmekte; aynı zamanda bu dönüşümün gelecekte alabileceği biçimleri spekülatif bir kurgu aracılığıyla tartışmaktadır. Kamusal alanların, toplumsal karşılaşma ve kolektif deneyim mekânı olma işlevinden giderek uzaklaşıp ticarileşmiş, denetim altına alınmış ve seçici erişime tabi tutulmuş yüzeylere dönüştüğü savunulmaktadır.
1950’lerde Adnan Menderes döneminde başlayan araç odaklı modernizasyon politikaları, tarihî dokulara müdahalelerle kamusal mekânın fiziksel dönüşümünü tetiklemiş; yaya öncelikli gündelik yaşam pratiklerini zayıflatmıştır. 1980’li yıllarda Turgut Özal liderliğinde uygulanan neoliberal politikalar, alışveriş merkezleri ve kapalı site gibi yarı-kamusal mekânların kentte yaygınlaşmasına neden olmuş, geleneksel kamusal alanların yerini ekonomik sermayeye dayalı erişim biçimlerine bırakmıştır. 2000 sonrası AKP dönemi ise mega projelerle birlikte kamusal alanı sermaye birikiminin nesnesi hâline getirmiş; TOKİ ve benzeri kurumlarla yürütülen projelerde kamusal alan kendine yalnızca temsil düzeyinde yer bulmuş, kontrol ve baskıyla düzenlenmiştir. Bu dönüşüm, Harvey’in ifade ettiği üzere, kapitalist şehirde “mekân”, sermaye birikiminin aracına dönüşür; her boşluk, potansiyel bir yatırım nesnesidir.