Şeyda Aydın
FAZ I
Deprem Sonrası ‘Akut Barınma’ Alanları
(Çadır Yerleşimleri)
AURA İstanbul Sertifika Programı kapsamındaki Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosunun ilk fazında Kahramanmaraş, Dulkadiroğlu, Sümer Mahallesi’nde bulunan Sümer Ortaokulu’nun bahçesinde kolektif üretim süreçleri ile bir yerleşim ve yaşam alanı kuran KAF Kolektif’in paylaştığı bilgilerden yararlanıldı.
Söz konusu alandaki acil barınma ihtiyaçları ile sosyal ve ibadet mekânı üzerine çalışmalar yapıldı. Katılımcılarımız, iki hafta içerisinde iki grup halinde çalışmalarını tamamladı.
Çadıra Ek Yaşam Alanı
Tasarım Ekibi: Arz Mintaş, Doğukan Kurt, Merve Akçin, Su Sezer, Şeyda Aydın
Acil barınma ihtiyacını karşılamak için depremzedelerin kullandığı çadırlara mahremiyet, depolama, barınma gibi işlevlere yönelik daha fazla alan kazandırmak üzere Çadırlara Ek Yaşam Alanı Modülü tasarımı çalışıldı.
Normal şartlar altında, 3 ile 6 ay arasında süreli bir geçici barınma birimi olan afet çadırlarının daha uzun süre kullanılması durumu değerlendirildi. Yerleşkede yapılan analizler ve gerçekleştiren görüşmeler sonucunda alanda bulunan çadırların tipolojileri ve yerleşim düzenlerine dair veriler alındı.
Bu doğrultuda bölgedeki yaşamı iyileştirmek amacıyla çadırlara eklemlenen ve özellikle çocuklara hizmet etmesi düşünülen modüller tasarlandı. Bölgeye yerleşmiş çok sayıda çocuğun çalışma ve oyun zamanları için güvenli mekânlar oluşturulması hedeflendi.Yaşanan travmayı hafifletmek ve özel mekânlara duyulan ihtiyacı karşılayabilmek adına çok işlevli 6 birim tasarlandı.
Birimlerin acil barınma evresinden sonra da bir araya getirilerek yeniden kullanılabilmesi önemsendi. Tasarlanan modüller, alandaki acil barınma işlevinin ardından dönüşerek geçici konut evresine geçiş sürecinde kente entegre olabilecek biçimde geliştirildi. Bu birimler sahada bulunan OSB, MDF, palet, membran gibi malzemelerle, herkesin uygulayabileceği yapım yöntemlerine uygun olarak tasarlandı. Asgari şartlarda tasarım yapmanın deneyimlendiği bu projede, yapılan saha çalışması sonucunda yaratıcı ve pratik çözümlere ne kadar ihtiyaç duyulduğu bir kez daha ortaya çıktı.
Çadırların oluşturduğu ara mekânları işlevlendirebilmek üzere yapılan planimetrik vaziyet analizi sonucunda, çadırların arka arkaya, yan yana, ortogonal ve rastgele olmak üzere 4 farklı yöntemle bir araya geldiği gözlemlendi. Her bir senaryoya özgü farklılaşabilecek şekilde tasarlanan modüller için olası yangın ve su baskınlarını önlemek amacıyla drenaj hattı, çadır arası mesafesi gibi kıstaslar belirlendi.
FAZ II
Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım
Araştırma Tabanlı Tasarım Stüdyosu kapsamında Bahar’23 katılımcıları Urban.koop ile birlikte Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım Rehberi’nde yer alan araştırma başlıkları üzerine çalışmalarını tamamladı.
Katılımcılarımız; Kent ile Entegrasyon, İklimlendirme ve Sürdürülebilir Altyapı, Plan Kurgusu, Konut Birimleri, Sosyal Etkileşim, Müşterekler ve Donatılar konularında gruplar halinde çalıştı.
Deprem Sonrası Geçici Barınma Yerleşimlerine Yönelik Tasarım Rehberi
SOSYAL ETKİLEŞİM, MÜŞTEREKLER ve DONATILAR
Tasarım Ekibi: Doğukan Kurt, Şeyda Aydın
Toplumsal krizle sonuçlanan 6 Şubat Kahramanmaraş depremi gibi afetlerde öncelikle asgari ihtiyaçların çözülmesi, sonrasında geçici barınma, geçici konut ve kalıcı konut evresine de evrilebilecek esnek bir yapı modeli olarak çekirdeğin yanına eklemlenen eklenti modülleri de tasarlanmıştır.
Sanitärzelle (sıhhi hücre) fikri bu projenin ana fikrini oluşturmaktadır. Asgari standartlar ve çevresinde oluşan, dönüşen esnek bir tasarıma gidilmiştir. Projemizin de adını oluşturan ‘Duvar’, bu asgari standartlar bünyesinde barındıran tesisat duvarı bizim ana çekirdeğimizi oluşturmaktadır. İlk aşamada sahada temeli hazırlanan bu sistemin, fabrikada hazır olarak üretilerek yerine yerleştirilmesi ve modüler sistemde bu çekirdeğe eklemlenen modüllerden meydana gelmektedir.
Yapı üretiminin endüstrileşmesinde ileri bir gelişme düzeyini gösteren modüler yapılar, bir yapının standartlaştırılmış bileşenlerinin fabrikada üretilmesini ve sahada kurulumunu içermektedir.
Böylece hazırlık aşamasını içeren sahadaki çalışmalar devam ederken, aynı anda modüllerin üretimi fabrikada gerçekleştirilebilmektedir. Bu durum, finansman ve denetim maliyetlerini düşürerek, yapıların daha erken kullanılmaya başlanmasına izin vermekte ve çok daha kısa bir yapım süreci sağlamaktadır. Mekânlarda kullanılan donatılar kullanım açısından esnek tasarlanarak, mekânların farklı işlevle çoklu kullanımlarına olanak verilmekte ve iç mekân düzenlemelerinde kullanıcı sayısına göre mekân düzeninde değişiklik yapılabilmektedir. Yaşam mekânında, esnek donatılarla yeme, oturma ve yatma işlevleri gerçekleştirilebilmektedir.
FAZ III
SOSYAL KONUT
SOSYAL KONUT VE EV EKSENLİ ÇALIŞMA: KOLEKTİF GIDA AĞI
Tasarım Ekibi: Şeyda Aydın
Ev eksenli çalışma bilimsel yazında evde çalışma (homeworking) veya ‘dış çalışma’ olarak Türkçeleştirebileceğimiz ‘Outwork’ olarak adlandırılmaktadır. Dış çalışma kavramı, çalışmanın fabrika dışında olmasını işaret eder. Bu kavramda ayrım, fabrika ekseninde yapılmakta ve emeğin harcandığı esas yerin de fabrika olduğu varsayımı bulunmaktadır.
Ev eksenli çalışma haliyle genellikle ‘’ev’’de yapılan çalışmadır. Ancak bir ödeme karşılığı olmadan yapılan ev işleri, temizlik ve çocuk bakımı işlerinden de farklı bir çalışma türüdür. Ev eksenli çalışma yapanların neredeyse tamamını kadınlar oluşturmaktadır.
Bu çalışma modelini tercih eden kadın ve erkekler arasındaki farkın sayıca büyüklüğü, kadınların işgücüne katılımıyla doğrudan ilişkilidir.
Depremzedelerle kurulan irtibatlardan edinilen bilgilerle ve 6 Şubat depreminden sonra birçok insanın çalışma hakkı çeşitli sebeplerle elinden alınmıştır. Afet sebebiyle bireylerin kendi ya da bünyesinde çalıştığı işyerlerinin zarar görmesi veya yok olması, bireyde fiziksel hasar meydana gelmesiyle işini devam ettiremeyecek durumda olması gibi farklı meseleler birçok depremzedenin iş ve üretimle ilişkisinin kesintiye uğramasına sebebiyet vermiştir.
Bu çalışmada barınma ve üretim ilişkisi; sosyal konutta ev eksenli çalışma modeli ve kolektif gıda ağı üzerinden irdelenmiştir. Gıda üretimi kolektif çalışma ile birlikte dayanışma doğuran ve birçok işçiye istihdam sağlayan bir üretim koludur. Kolektif üretim ve ev eksenli çalışma entegre çalışabilir mi? Üretim ve ev yaşamı birbirleri ile ne ölçüde ilişkili olabilir? Üretimin barınmaya entegre edilmesi dezavantajlı grupların istihdamına katkı sağlar mı?