Sude Naz Gün
Heterotopya, Simülasyon ve Direniş: Geleceğin Fikirtepe’sinde Mekânın Yeniden Kurgulanışı
Bu çalışma, Michel Foucault’nun “heterotopya” kavramı ekseninde İstanbul Fikirtepe’deki kentsel dönüşüm sürecini ele alır. Heterotopya; sistemin dışında ama ona bitişik, “öteki” mekânları tanımlar. Fikirtepe, uzun yıllar boyunca gecekondu kültürü ve dayanışmacı yapısıyla bu tanımı karşılamış; kendi toplumsal ve ekonomik dinamikleriyle var olmuştur.
Ancak 2010’lardan itibaren başlayan dönüşümle, bu özgün yapı yerini izole, yüksek katlı ve güvenlikli yaşam alanlarına bırakmış; kolektif hafıza, kamusal alanlar ve mekânsal adalet yok olmuştur. Güneş ışığı, hava kalitesi ve kamusal mekânlara erişim gibi unsurlar üzerinden sınıfsal farklar mekânsal olarak yeniden üretilmiştir.
2075’e dair öngörülen gelecekte ise Fikirtepe; yapay zekâ kontrollü, veri odaklı ve biyosibernetik sistemlerle donatılmış steril bir kente dönüşür. Ancak bu düzene karşı, geçmişin hafızasını sahiplenen siber-hacker gruplar yeni bir direniş kültürü geliştirir. Böylece mekân, sadece çatışmanın değil, yeniden doğuşun da alanı haline gelir.
Bu dönüşüm sadece fiziksel yapıyı değil, aynı zamanda Fikirtepe’nin gündelik yaşam pratiklerini, aidiyet duygusunu ve kimliğini de dönüştürmüştür. Yeni inşa edilen yapılar, geçmişle bağ kurmayan steril mimarileriyle mahalle kültürünü silikleştirirken; eski sakinlerin önemli bir kısmı yerinden edilmiş, sosyo-kültürel süreklilik kesintiye uğramıştır. Bu durum, sadece bir kentsel dönüşüm değil, aynı zamanda bir hafıza ve kimlik kaybı olarak da okunabilir. Dolayısıyla Fikirtepe örneği, mekânın sadece fiziksel değil, aynı zamanda politik ve duyusal bir mücadele alanı olduğunu ortaya koyar.