fbpx
AURA & İPA Yaz Akademisi 2024: Sürdürülebilir Normale Doğru

SÜRDÜRÜLEBİLİR NORMALE DOĞRU

Gündelik Hayatı Müştereklerle Yeniden Örmek: Müşterek Mutfak +

6 Şubat Depremi kentleşme süreçlerimizin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gün ışığına çıkardı ve Deprem-sonrası hazırlık, bilgi, koordinasyon eksikliği ve belirsizliğin yarattığı iklim ikinci bir yıkım etkisi yarattı. Deprem’in yıldönümünde, o günden bugüne yapılanlar pek çok mecrada uzmanlar tarafından yorumlandı, tartışıldı; deprem-sonrası yeniden-inşa için artçıların sonlanması, zeminin oturması ve yeni zemin haritalarının hazırlanmasını beklemek gerektiği vurgulandı. Bu süreçte yapılması gereken ise nitelikli geçici konut alanları oluşturmak ve araştırmaya vakit ayırmak. Afet sonrasında ihtiyacı karşılayabilecek sayıda yeni konut inşa edilmesinin çok daha uzun bir zaman alacağını biliyoruz. Yine çok iyi biliyoruz ki Hatay’ın yeniden inşası sadece konut üretmeye de indirgenemez: gerekli alt-yapılar (su ve kanalizasyon şebekeleri, elektrik ve iletişim şebekeleri, yollar, kaldırımlar, otoparklar), üretim alanları, idarî ve sosyal donatılar, rekreasyon alanları vs. Bütün bunlara ek olarak kentlerimizi artık eski alışkanlıklarla inşa edemeyeceğimizi de biliyoruz, dayanıklı kentler inşa etmeliyiz: Bu da aslında her ölçekte tasarımın disiplinler-ötesi bir araştırmaya dönüşmesini gerektiriyor; farklı başlangıçlar, farklı öncelikler, farklı programlar, farklı malzemeler… Kısaca, Hataylıların katılımıyla, Hatay’ı layıkıyla (coğrafyasına uygun, havasına, suyuna, toprağına, bitki örtüsüne ve yaban hayatına, yaşam ve yerleşme kültürüne özenle ve saygıyla) inşa edeceksek zamana ihtiyacımız var. Oysa var olan belirsizlik ve dağınıklık iklimi, niteliksiz geçici barınma alanları, her geçen günü, her mevsimi Hataylılar için ayrı bir zulme dönüştürüyor.

AURA & İPA Yaz Akademisi 2024, var olan geçici yerleşim alanlarında sosyalleşmek için tasarlanmış açık/kapalı alanların eksikliğinden hareketle ve müşterek mekânlardaki dayanışmanın gücüne, sağaltıcı potansiyeline inanarak bu dönemki atölye çalışmasının konusunu geçici yerleşim alanları için müşterek mutfak + olarak belirlemiştir.

Atölye katılımcıları, Hatay Planlama Merkezinin verilerinden faydalanarak konteyner yerleşimlerini haritalayıp, bunların içinden seçtikleri bir alana müşterek mutfak ve açık, kapalı oturma alanları tasarlayacaktır. Doğa tabanlı bir yaklaşımla açık mutfağın Hatay’ın zengin coğrafik unsurları ile bütünleşmesi için stratejiler geliştirilecektir. Buna ek olarak alanın spesifik ihtiyaçlarına göre her katılımcının kendi belirleyeceği + müşterek alanlar (dijital sınıf, kütüphane, kreş, biçki/dikiş alanı vd.) tasarlanacaktır.

Dönemin öncelikli konuları “değerlendir, dönüştür, değiştir” düsturundan hareketle azaltmanın ve zorunlulukların estetiği, haritalama, hafif strüktürler, geçici/esnek mekânlar olacak ve bu konularda atölye içi tartışmalar seminerlerle desteklenecektir.

PROGRAM TAKVİMİ

Program Takvimi:

  • Son Başvuru Tarihi: 30 Haziran Pazar
  • Katılımcıların İlan Edilmesi: 5 Temmuz Cuma
  • Program Başlangıcı: 22 Temmuz Pazartesi
  • Final Sunumları: 3 Ağustos Cumartesi
  • Program Bitişi: 4 Ağustos Pazar

 

Başvuru için Gerekli Belgeler:

  • CV (Biyografi)
  • Portfolyo (Sizi iyi ifade ettiğini düşündüğünüz bir veya birden fazla projeniz)
  • Niyet Mektubu (Yaz akademisine katılma amacınıza ve “Gündelik Hayatı Müştereklerle Yeniden Örmek: Müşterek Mutfak +” temasına yönelik düşüncelerinize yer verdiğiniz kısa metin)
  • Öğrenci Belgesi (Hatay veya İstanbul’da bulunan bir üniversitede lisans eğitimi aldığınızı gösteren belge)

Kimler Katılabilir?

Hatay ve İstanbul’daki üniversitelerin Mimarlık, İç Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı, Şehir ve Bölge Planlama bölümlerinde eğitim alan 2. 3 ve 4. sınıf lisans öğrencileri katılabilir. Açık çağrıya başvuran adaylar arasından, 15 katılımcı Hatay’daki üniversitelerden, 15 katılımcı da İstanbul’daki üniversitelerden seçilecektir.

Başvuru formu için tıklayınız.

STÜDYO YÜRÜTÜCÜLERİ

Defne Akşin Akyol

Peyzaj Mimarı

Hayriye Eşbah Tunçay

Peyzaj Mimarı / Prof. Dr. (İstanbul Teknik Üniv. Peyzaj Mimarlığı)

İnci Olgun

 Mimar/ Öğr. Gör. (MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama)

Tansel Korkmaz

Mimar / Prof. Dr. (Beykoz Üniversitesi)

PROGRAMA KATILIM

22 Temmuz-4 Ağustos 2024 tarihleri arasında İstanbul Florya’da yer alan İPA Kampüs’te gerçekleşecek Yaz Akademisi, Hatay ve İstanbul’daki üniversitelerde eğitim alan lisans öğrencilerine:

  • alanında uzman akademisyen ve meslek profesyonellerinin seminerlerine katılma,
  • farklı şehir ve üniversitelerden öğrenciler ile deneyimlerini paylaşma,
  • İstanbul’un mimari ve kentsel gelişimine odaklanan gezilere katılma,
  • disiplinlerarası atölye ortamında kolektif çalışma yapma,
  • geniş katılımlı etkinliklerde yer alma olanağı sunacak.

Yaz Akademisi katılımcıları, iki haftalık çalışma sonrasında atölye üretimlerini sergiye dönüştürecek.

Programa katılım ücretsizdir.

Konaklama:

Hatay’daki üniversitelerden gelen katılımcılar, İPA’nın misafirhanesinde konaklayacaktır. İstanbul‘daki üniversitelerden katılacak öğrencilere konaklama imkanı sağlanamayacak, kendileri tarafından karşılanması beklenecektir.

Ulaşım:

Hatay’daki üniversitelerden katılacak öğrencilerin şehirler arası ulaşımı organize edilecektir. İstanbul‘daki üniversitelerden katılacak öğrenciler (gerektiği durumda) şehirler arası ulaşımlarından kendileri sorumlu olacaktır. Şehiriçi ulaşım ise ulaşım kartı ve servis ile tüm katılımcılara sağlanacaktır.

Yemek:

Tüm katılımcılara öğle yemeği ve akşam yemeği İPA Kampüs’te verilecektir.

ATÖLYE MEKANI

AURA & İPA YAZ AKADEMİSİ 2023

Üzerinden geçen birkaç aydan sonra, deprem sonrası hayatların normale dönmesi için verilen çabalara destek olmak, sürdürülebilir ve afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmek üzere AURA İstanbul ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde “Sürdürülebilir Normale Doğru” temalı yaz akademisinin ilki 2023 yılında düzenlendi.

İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi – AURA İstanbul, 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından, tüm sivil toplum kuruluşları gibi önceliği deprem bölgesinde yaşanan süreçleri iyileştirmeye verdi. Program katılımcıları, deprem bölgesindeki kısa-orta ve uzun vadeli mekansal ihtiyaçlara yönelik farklı ölçeklerde projeler üzerinde çalıştı. Gelecekteki olası depremlerde kayıpları önlemek için meslek profesyonelleri olarak daha nitelikli bir mimarlık ve şehir planlamasına katkıda bulunmanın yollarını aradı. Bu bağlamda ‘afet ve sonrası’na ilişkin toplumsal farkındalığın oluşmasına katkıda bulunmak amacıyla 2023 yılı boyunca düzenlenen tüm atölye ve konferanslara farklı disiplinlerden uzmanlar davet edildi. 

17-31 Temmuz 2023 tarihleri arasında AURA İstanbul ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde ilki düzenlenen AURA & İPA Yaz Akademisi “Sürdürülebilir Normale Doğru”, deprem coğrafyasındaki Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde bulunan 9 üniversitede Mimarlık, İç Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama, Peyzaj Mimarlığı eğitimi alan 2. 3. ve 4. sınıfı tamamlamış 25 öğrencinin katılımı ile gerçekleşti. Programa katılan 25 öğrencinin ulaşım, konaklama ve yemek giderleri, programı düzenleyen AURA İstanbul, İstanbul Planlama Ajansı ve program sponsorları Aspen & Dendro, Klassis, SAMET, Zivella firmalarının destekleriyle karşılandı. 

Hayriye Eşbah Tunçay (İstanbul Teknik Üniversitesi), Ebru Bingöl (Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi), Serhat Cengiz ve Sevgi Görmüş Cengiz’in (Malatya İnönü Üniversitesi) yürütücülüğünde, AURA İstanbul Bahar’23 dönemi mezunlarının asistanlığında düzenlenen atölyede, İstanbul’da sürdürülebilir, afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirildi. Gruplar halinde çalışarak İstanbul’da Güngören, Küçükçekmece ve Yedikule alanlarına odaklandı.

2023 PROGRAM KATILIMCILARI

2023 SEMİNER DİZİSİ

AURA & İPA Yaz Akademisi 2023 “Sürdürülebilir Normale Doğru” programı kapsamında düzenlenen herkese açık seminer dizisi düzenlendi. Yaz Akademisi, İstanbul’da sürdürülebilir, afete dayanıklı yaşam alanlarının oluşmasına sosyo-ekolojik bakış açısı ile mekânsal tasarım üzerinden çözüm önerileri geliştirmeyi amaçladı. 

Yaz Akademisi kapsamında atölye çalışmasını destekleyici seminerlerin yanı sıra, İstanbullu öğrenciler ve profesyoneller ile bir araya gelme ve paylaşım ortamı oluşturmak üzere Salı ve Cuma akşamları İPA Kampüs’te herkese açık seminer dizisi düzenlendi.

Program kapsamında düzenlenen seminer, gezi, etkinlik ve proje çalışmalarına web sayfamızdan ve YouTube video arşivimizden, medya yansımalarına ise ArkiteraYapı Dergisi, MimarizmYapı.com.tr , XXI adreslerinden ulaşabilirsiniz.

PROJELER

Dokuma Güngören

Burak Turhan, Hakan Güçlü, İlayda Özköse, Serra Küsmüş, Zeynep Sönmez
Stüdyo Asistanı: Su Sezer

Bu projenin ana teması, Güngören’in yoğun kent dokusu ve tekstil sanayisi arasındaki iç içe geçmiş örüntünün yeniden ele alınmasıdır. Bölgedeki tekstil sanayisinin yerel halk üzerindeki etkisini göz önünde bulundurarak, konut ve sanayi dokusunun ekolojik alanlarla bütünleştirilerek yeniden düzenlenmesi proje için en önemli hedeflerinden biridir. Proje, deprem sonrasında daha yaşanabilir, üretken ve yüksek istihdam sağlayan bir kent olan Güngören vizyonu üzerine inşa edilmiştir. Bu vizyon doğrultusunda stratejik planlar ve bu planlara uygun hedefler ve eylemler belirlenmiştir. Benimsenen stratejiler doğrultusunda, ar-ge olanaklarının geliştirilmesi, fırsat eşitliği sağlanması, kriminalize olmuş gençlerin istihdama katılımı ve yerel işgücünün desteklenmesi hedeflenmiştir. Deprem ve taşkın gibi afetlere karşı dirençli stratejiler belirlenmiştir. Bu stratejiye uygun olarak depreme dayanıklı yapıların tasarlanması ve rekreasyon olanaklarının artırılması hedeflenmektedir. Aynı zamanda kentsel ulaşımı geliştirmek amacıyla ekolojik yeşil alanlar artırılacak ve alternatif ulaşım olanakları oluşturulacaktır. İklim değişikliğine dirençli bir kent stratejisi belirlenmiştir. Taşkın alanlarının kontrol edilmesi ve karbon stoğu potansiyelinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle Güngören, ekonomik olarak güçlü ve afetlere karşı dirençli bir kent olmayı hedeflemektedir.

Geçirimli Güngören

Abdullah Said Çubuk, Ayşe Bozbay, Buket Avcı, Büşra Özdemir, Samet Alp
Stüdyo Asistanı: Başak Bul

Proje, Güngören için kentsel dayanıklılığı arttıran bir yaklaşım kurgusu ortaya koymaktadır. Bu proje, stratejik bir vizyonla Güngören’i kentsel dayanıklılığın merkezine yerleştirme amacı gütmektedir. Kentsel dayanıklılığı artırmak için sosyal ve ekonomik dengesizlikleri ele almak ve ilçenin ekolojik çeşitliliğini İstanbul’un kuzeyinde bulunan habitat parçaları ile birleştiren bir koridor sayesinde geliştirmek projenin stratejik hedefler arasında yer almaktadır. Proje, Güngören’in ekolojik ve sosyo- ekonomik süreçlerini bütüncül bir yaklaşımla ele alarak kırılganlığını azaltmayı hedeflemektedir. İlçedeki yeşil alanların artırılması ve su akışlarının restore edilmesi, sürdürülebilir bir çevre oluşturacak ve toplumun refahını artıracaktır. Projenin temel hedefleri arasında Güngören ilçesinin ekolojik dengesini ve dayanıklılığını güçlendirmek, kentsel ısı adasını azaltmak ve iklim değişikliğine karşı direncini artırmak yer almaktadır. Ayrıca, yeşil alanları ve su yüzeylerini artırarak toplumun rekreatif ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlıklaştırmak, sosyal dengesizlikleri ele alarak toplumsal refahı artırmak, yerel halkın katılımını ve güçlendirilmesini sağlamak, çevre ve toplumun sürdürülebilir bir gelecek için hazırlıklı olmasını sağlamak projenin hedefleri arasındadır. Projede bostan alanlarının kurularak üretken peyzajın oluşturulması, yeşil alanların artırılması ve kentsel ısı adasının azaltılması için yeşil çatılar ve dikey bahçelerin tasarlanması planlanmıştır. Deprem riskini azaltmak için yapı güçlendirmesi ve afet yönetim planlarının hazırlanması da proje kapsamındaki önemli eylemler arasındadır. Güngören ilçesinin kentsel dayanıklılığını güçlendiren bu proje, sürdürülebilir bir geleceğe doğru önemli bir adım olacaktır.

Doğayla Barışık Küçükçekmece

Ahmet Anıl Cender, İrem Ceyda Gök, Mina Şimşek, Nuri Nacar, Reşit Baran
Stüdyo Asistanı: Meltem Güller

Projenin vizyonu “Doğayla Barışık Küçükçekmece” olarak belirlenmiştir. Vizyonun kapsadığı hedef kitlesi insan­lar, kuşlar, balıklar, bitkiler, bakteriler ve mikroorganizmalardır. Stratejiler üç ana baş­lık altında geliştirilmiştir. Ekolojik onarım, ken­di kendine yetebilme ve kentsel ısı adasını iyileştirme. Stratejiler kapsamında geliştirilen tasarım fikirleri doğa ve kültür bile­şenlerinin birlikte yaşamına vurgu yapan pratiklerden oluşmaktadır. Doğa-kültür bileşkesi Doğa bileşenlerin ekolojik onanmı ve kültür bileşenlerinin üreti­me kazandırılması ile kentsel ısının indirgenmesi sağlanmaktadır. Ekolojik onarım su iyileştirici bitkiler ile sağlanmış­tır. Kıyı hattı boyunca ve Bioswale içerisinde ağır metallerle birlikte kirliliği temizlemek, besin değişimindeki aşırı artış sonucu oluşabilecek ötrofikasyon ve kirlilik problemini engellemek hedeflenmiştir. Göl çeperindeki tarımsal üretim derelerden oluşturan kanal bağlantıları ile desteklenmektedir. Dere ke­narlarında bulunan tarım alanların Akuaponik tarım ve biyolojik hendek (bioswale) uygulamaları sayesinde tarım bölge­leri de ilişkili hate getirilerek kendi kendine yeterlilik sağlanmıştır. Tasarımda Kibrithane ile Mimar Sinan köprüsü arasında yeşil aks kurgulanmıştır. Aks, olası bir deprem durumunda bölge halkının açık alanlara tahliyesini sağlayacaktır. Alandaki bu önermeler ekosistemin zarar görmesinin önüne geçerek ekolojik restorasyonu sağlayacaktır. 

Habitat Küçükçekmece

Büşra Ateş, Gizem Koç, Malokhatkhon Valieva, Onur Ozan Doğru, Şeyhmus Yıldız
Stüdyo Asistanı: Ebru Şevli

Küçükçekmece, göl ve deniz arasında kalan ve bu ara kesitte farklılaşarak çeşitli ekolojik ve mekansal değerler üreten bir yaşam alanıdır. Deniz, göl, kumul, lagün habitatları ve bu habitatların aktörleri kapsayıcı bir onarım hedefi ile çalışmaya yön vermiştir. Habitat aktörleri arasındaki etkileşim ağları ve bu aktörlerin yaşam biçimleri planlama ve tasarım kararlarında yönlendirici olmuştur. Çalışma farklı bağlamlar üzerinden bu ilişkiler ağını anlamayı, anlatmayı, onarmayı ve korumayı amaçlamaktadır. Küçükçekmece havzasını terk eden türler ve tehlike altında olan türleri geri çağırmak ve yaşam desteği sağlamak için, ekosistem onarımları önerilmektedir. Sazlıdere ve Küçükçekmece Gölü’nü kapsayan havza çanağında göl ve dere kıyılarının çeperinde taşmayı önleyecek ve kıyı habitatını onaracak çözüm önerileri geliştirilmiştir. Havzada göle bağlanan üç dere koridorunun göl ile birleşim noktalarındaki kirliliği önlemek için sanayi atıkları, ağır metaller, tarım ilaçları ve evsel atıkların suya karışmasını engellemek için çözümler önerilmiştir. Kültür ve doğa arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi bu çalışmanın yaklaşımını oluşturmaktadır. Göl-Lagün-Kumsal arakesitindeki kıyılarda, sürekliliğin hem ekolojik hem de gerekli yerlerde kamusal erişime açık hale getirilmiştir. Alana yeniden canlandırılması istenen habitatların sürekliliği ve habitatlar arası ilişkinin geliştirilmesi için ekolojik köprüler, yeşil yollar ve ekolojik eşikler oluşturulmuştur. Tasarım anahatlarıyla; habitat onarımı ve esnek döngüsel tasarım ilkeleri ile farklı bağlamlar ve ölçekler-arası çözüm önerileri üzerinden Küçükçekmece ve etki alanını daha yaşanılabilir, doğa tabanlı mekanlar haline getirmiştir.

Yeşil Tarih Yedikule

Ahmet Fadıllıoğlu, Alperen Ceviz, Elif Nur Asoğlu, Eren Arda Yıldız, Ferhat Hastürk
Stüdyo Asistanı: Şevval Büşra Özmen

Proje bostan kültürünün kaybını önemli bir sorun olarak kabul ederek, kültürel bir bellek alanı olarak Yedikule vizyonunu temel almaktadır. Bu kapsamda işlevsel ve kültürel katmanların ön plana çıkarılması hedeflenmiştir. Projenin işlevsel katmanının en önemli bileşeni, birbiriyle etkileşimli bütüncül açık yeşil alan sistem kurgusunun oluşması olup, bu bağlamda uzun dönemli yeşil sistem öngörüsü Tarihi Yarımada’yı saran yeşil omurga olarak ortaya konulmuştur. Böylece birbirinden bağımsız olan açık yeşil alanların birbirine entegre edilmesi önerilmektedir. Yarımadada bulunan tarihi sur kapılarının şehre açılan yolları yeşil omurgaya katılan bahçeler ve parklarla bütünleştirilmektedir. Yeşil omurga ile bahçelerin kente entegrasyonu , günümüzde küresel bir sorun olan yüzey sıcaklık artışına da çözüm niteliği taşımaktadır. 

Özellikle, Surların arkasında bulunan Yedikule bostanlarıyla birlikte, proje kapsamında önerilen yeşil alanlar arasında yeşil bir koridor oluşturulacak ve bu şekilde yeşil aks ile bütünleşmiş bir form elde edilecektir. Bioswale tekniği, 10. Yıl Caddesinde mahalle ölçeğinde önerilen iç bahçeler, kompost alanları ve bostanlarla birleştirilerek yeşil koridor ağı desteklenecektir. Bu sayede yağmur suyu yönetimi ve çevre dostu su kullanımı sağlanmış olacaktır. Bu kapsamlı kentsel tasarım projesi, yerel bağlama saygı göstererek, çevre dostu ve yaşanabilir bir şehir için önemli adımlar atmaktadır. Yeşil alanların arttırılması, su yönetimi ve ulaşılabilirlik konularında yapılan öneriler, kent sakinlerinin yaşam kalitesini ve deneyimini geliştirmeyi hedeflemektedir.

Yedikule’yi Görünür Kılmak

Büşra Nur Kurşap, Ebru Begün Saçıkara, Gizem Nur Arslan, Nuray Akçakale, Zeynep Sude As
Stüdyo Asistanı: Doğukan Kurt

Bugünkü Topkapı’dan Yenikapı’ya inen aksta çok katmanlı bir oluşum kendini göstermektedir. Katman deşifresi atıl kalan surlar, ayakta durmaya çalışan bostanlar, metropolün getirdiği araç aksı araç aksının diğer tarafında da bütünden koparılmış Kazlıçeşme mahallesi şeklindedir. Yapılan alan ve katman deşifreleri sonrasında buradaki temel problemlerin Yedikule’nin kentte bir hayalet olarak kendini var etmesi olmakla birlikte Yedikule halkı, bostan, bostancı ve park eksikliği paradoksudur. Stratejik planın temel hedefi Yedikule’yi görünür kılmaktır. Görünür kılma durumu deneyim silsilesinin bir deneyim rotası üzerinden kurulanması ile gerçekleştirilmektedir. Deneyim rotası oluşturulurken ziyaretçi-üretici-tüketici deneyimlerinin bütünleştiği bostan-atıl alan-kültürel miras ve mahallenin kendisinin deneyimlendiği bir yaratıcı yer yapma taktiğine başvurulmuştur. Bu bağlamdan yola çıkarak alanın deneyim rotasına entegre edilebilmesi için Yedikule’nin peyzaj hafızası , katmanları irdelenerek bir tasarım rehberi ve deneyim tasarımı kurgulanmıştır. Oluşturulan deneyim rotasında müştereklerin oradaki deneyimlerini iyileştirmek adına mekânsal öneriler, kentsel mobilya ve donatı önerileri de düşünülmüştür. Rotanın içerisindeki bir alanın yapılaşması yerine müşterek ihtiyaçlara cevap verecek müdahaleler önerilmiştir. Yedikule’yi görünür kılmak ve yaşatmak hedefi ile yola çıkılan bu projede son aşamada İstanbul ölçeğindeki etkinliklere nasıl adapte edilebilir sorusu irdelenmektedir. Dönem dönem gerçekleşen gelenekselleşmiş etkinliklerin bir matrisi çıkartılarak deneyim rotasına nasıl entegre edilebilir sorularına cevap aranmaktadır.

KARTPOSTAL ATÖLYESİ