Cumartesi Aurası: Erhan İşözen “Ortaköy: Bir Semtin Arayüzü”
2017 yılından bugüne herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlenen, Cumartesi Aurası disiplinler arası konferans dizisi, 2023 Güz Dönemi’nde AURA İstanbul’un Beşiktaş’ta yer alan merkezinde yüz yüze olarak devam ediyor…
Serinin 9 Aralık tarihli Cumartesi tarihli konferansına, AURA İstanbul’un kurucu üyelerinden Mimar Erhan İşözen “Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy” başlıklı kitabının söyleşisi ile konuk oluyor.
NEVV Hotel Bosphorus Ortaköy desteğiyle düzenlenen etkinliğe katılım herkese açık ve ücretsizdir. Kontenjanın sınırlı olduğu etkinlik için kayıt gereklidir.
Bir Semtin Arayüzü: Ortaköy
Mimar Erhan İşözen’in, İstanbul’un gözbebeği semti Ortaköy’de 1989-1992 arasında gerçekleştirilen yenileme projesinin öyküsünü aktardığı Bir Semtin Arayüzü Ortaköy (1989-2019) adlı kitabı YEM Yayın’dan çıktı.
Erhan İşözen, 1989-1992 yılları arasında gerçekleştirilen “Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi”nin hem mimarı hem de sürecin birinci dereceden tanığı olarak; semtin tarihini, önemli yapılarını, sosyal yaşamını, sakinlerini, alınan kararları, tasarım planlarını, uygulamaları, eleştirileri, övgüleri, arşiv belgeleri ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor.
Projeye başladıkları dönemi “Gördüklerimi, projeyi, fikirlerimi herkese açıkladım, tartıştım, paylaştım, katılımcı bir ortam yaratmaya çalıştım” diye tanımlayan İşözen, kitabı hazırlama gerekçesini şöyle özetliyor:
“Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir.”
“… Bu kitapta sadece mimarlık mecmualarında, kitaplarda mimari plan, kesit ve görünüşleri gösteren çizimleri, fiziksel planlamayı ‘şöyle yaptım, böyle yaptım’ diye anlatmak değil amacım. Semtte yaşayanları, mekânın yerle kurduğu ilişkiyi, sosyal hayatı, mahallenin tarihini; bütün bunları akademik bir dille değil, tarihi ve mimari okumaların tümünü karma bir yazı diliyle, yaşadıklarımın öyküsünü de anlattım. Ortaköy tarihi, farklı inançların barış ve dostluk içinde yaşadığı İstanbul tarihi demektir. Cami, kilise, sinagog yan yanadır.
Ortaköy özenti bir anlayışla, biçimsel bir amaçla tasarlanmadı. Bu Boğaziçi köyü; camisi, iskelesi, çınar ağaçları ve çeşmesi ile yere ait özel yapısıyla geleneksel bir ‘Osmanlı Boğaziçi köyü’ karakterini taşır. Var olan şehirlerin, meydanların kopyası değildir. Ortaköy’ün zaten var olan, etkileyici olan, kendi tarihidir.
Doğu’nun, Batı’nın birçok kentinin meydanlarını, sokaklarını gördüm. Farklı farklı şehirlerde neler yapılmış, bu şehirlerin güzelliklerini, zorluklarını hissettim. Bütün bu şehirleri yaya gezdim. Meydanlarını, evlerini, tarihi yapılarını inceledim. Şehirle ilgili yazılanları okudum. En çok da şehri kullananları, o yerin esnafını, insanını; o yerleri nasıl kullandığını, bağ kurduğunu merak ettim.
Projenin arka planını, yapılanların yerle kurduğu ilişkiyi, Ortaköy’ün hikâyesini yazıp anlatmasam, gelecek kuşaklar, gezenler, Ortaköy’ü, meydan ve çevresindeki mahalleyi bugünkü gördükleriyle bilecek, hep böyle olduğunu zannedeceklerdi.
Bu eski mahallenin farklı inançların birlikte kullandığı renkli, canlı, eski, dar sokaklarını, araçlarla işgal edilen bir yer olmaktan kurtarıp yayalaştırılmış bölge olması, çalışmanın ilk önceliğiydi. Yapılar tek yapı ölçeğinde ele alınmış, bir bütün olarak düşünülerek mahallenin tarihi dokusuna uyumlu bir düzenleme çabası gösterilmiştir. Fiziki çevre ile estetik kavramların bir sentezi oluşturulmaya çalışılmıştır. Mahallenin yeterli olmayan altyapısına, elektrik, su, doğalgaz ve denize dökülen atıksu problemlerine çözüm getirilmiştir.
Ortaköy Meydanı henüz İstanbul’un sahte kamusal alanlarının inşa edilmediği, alışveriş merkezlerinin gündelik yaşamımıza girmediği bir sanat ve kültür ortamıydı. Bu çalışma, Ortaköylüleri, buraya gelecek insanları mutlu etmek amacıyla yapılmış, kullanıcıların sosyal hayatını iyileştirme çabasıydı. Otuz yıl boyunca bu çabaya doğru eklemlenen hiçbir şey yapılmadı…”
Kitapta; Ortaköy Camisi (Büyük Mecidiye Camisi), Küçük Mecidiye Camisi, Hüsrev Kethüda Hamamı, Naime Sultan Yalısı, Esma Sultan Yalısı, Feriye Karakolu, Damat İbrahim Paşa Çeşmesi, Ayios Fokas Rum Ortodoks Kilisesi, Etz Ahayim Sinagogu, Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, Simon Kalfa Apartmanı, Suzan Apartmanı, Makbule Hanım Apartmanı gibi semte kimliğini kazandıran yapıların tarihçelerine, yaşadıkları değişim ve dönüşümlere ayrıntılı olarak yer veriliyor.
Erhan İşözen, semtin 1989’dan 2019’a kadar geçen 30 yıllık süreçte yaşadığı dönüşümü Ayfer Atay, Hıncal Uluç, Dara Çolakoğlu, Feridun Andaç, Abbas Erdoğan Noyan, Ali Kocatepe, Oktay Ekinci, Refik Durbaş, Aret Taşçıoğlu, Hayri-Bilge Araboğlu, Hasan Pulur gibi çok sayıda değerli ismin Ortaköy’e ilişkin görüş ve yorumlarını sayfalara yansıtırken tüm süreci şu sekiz ana bölüm altında okuyucu ile paylaşıyor:
1. Ortaköy’ün Tarihi
2. Ortaköy’de Sosyal Hayat
3. Ortaköy’de Sanatçılar
4. Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi Altyapı ve Ulaşım Çalışmaları
5. Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Projesi
6. Ortaköy Evlerinde ve Sokaklarında Yapılan Restorasyon Çalışmaları
7. Ortaköy’ün Kirletilip Kuşatılması
8. Beşiktaş’ın Kirletilip Kuşatılması
Erhan İşözen
1980 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu. Öğrenciliği ve öğrenim sonrası ülkenin önde gelen mimarları ile çalıştı. Bir süre İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Şehir Bölge Planlama ve Restorasyon Bölümü’nde, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi, sivil toplum kuruluşlarında, vakıflarda yönetim kurulu üyeliği, yerel yönetimlerde (İstanbul Büyükşehir, Beşiktaş ve Şişli Bld. Bşk.) danışman olarak görev yaptı. 25 yıldır İstanbul’un değişik bölgelerinde, yurtiçi ve yurtdışında özellikle kentsel tasarım, kentsel yenileme, restorasyon ve mimari projeleri yaptı, uyguladı.
Kamu projeleri arasında, Ortaköy Meydanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Proje Çalışması, Vişnezade Şairler Parkı, Beşiktaş Balıkçılar Çarşısı, Ortaköy Kültür Merkezi, Afife Jale Tiyatrosu, Beşiktaş Meclis Binası, Beşiktaş Kartal ve Uğur Mumcu Anıtı, Tema Vakfı Doğa Müzesi, Nişantaşı-Teşvikiye Kentsel Tasarım Projesi, Teşvikiye Meydanı Hüsrev Gerede Anıtı, Cumhuriyet-Halaskargazi Şişli Kentsel Tasarımı proje çalışmaları; özel sektör projeleri arasında toplu konut, dini yapılar, iş merkezi binaları, kültür merkezi binaları projeleri ve restorasyonlar yer almaktadır.
Mimar Erhan İşözen’in Üsküdar, Taksim ve Beyazıt Meydanları, İstanbul City Guide, Yerebatan Sarayı, Ortaköy Meydanı, Nişantaşı-Teşvikiye Kentsel Tasarım Çalışması, Şişli’de Bir Apartman, Cumhuriyet-Halaskargazi Şişli Meydanı Kentsel Tasarım Proje Çalışması, Mimar Vedat Tek ve Hüsrev Gerede çalışmalarıyla ilgili yayınlanmış eserleri bulunmaktadır.
Mimarlık, resim, heykel yarışmalarında jüri üyeliği yaptı. Galatasaray Kongre Üyesi, Çekül Vakfı Danışma Kurulu Üyesi, T.A.Ç. (Tarihi Anıt Çevre Turizm Değerlerini Koruma) Vakfı Şeref Üyesi, T.Y.D. (Turizm Yatırımcılar Derneği) Danışma Kurul Üyesi, Bodrum Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali Yönetim Kurulu Üyesi ve Toplumsal Tarih Vakfı Kurucu Üyesidir. İki kez Ağa Han Mimarlık Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Cumartesi Aurası
Cumartesi Aurası, İstanbul Mimarlık ve Şehircilik Araştırmaları Akademisi – AURA İstanbul’un Sertifika Programı kapsamında, program katılımcılarına yönelik düzenlenen disiplinler arası nitelikteki konferans dizisidir. Mimarlık, şehircilik, sanat, edebiyat, teknoloji ve felsefe dallarında tartışma, buluşma ve farkındalık ortamı oluşturmayı hedefler.
2017 yılından bugüne herkesin katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlenen, Cumartesi Aurası disiplinler arası konferans dizisi, 2023 Güz Dönemi’nde AURA İstanbul’un Beşiktaş’ta yer alan merkezinde yüz yüze olarak devam ediyor.
Cumartesi Aurası etkinlik arşivini AURA İstanbul Youtube kanalı üzerinden izlemek için tıklayınız.