AURA Crea “Muğla-Yağcılar Hanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Atölyesi” yarışmasında ödül alan proje belli oldu!
AURA Crea “Muğla-Yağcılar Hanı ve Çevresi Kentsel Tasarım Atölyesi” yarışmasında ödül alan proje belli oldu!
Sertifika Programı katılımcılarımız, AURA İstanbul ve Muğla Menteşe Belediyesi partnerliğinde, DYO desteğiyle düzenlenen AURA Crea kapsamında; Muğla’da yer alan Yağcılar Hanı ve çevresine yönelik kentsel tasarım atölyesi çalışmalarını tamamladı. Üç gün süren alan gezisi ardından yedi grup halinde çalışıldı. Atölye süresince, Muğla kent merkezinin mimari kimliğinden ve tarihi kent dokusundan yola çıkılarak, DYO boya ürünleri ve renk kullanımı ile uygulanabilecek tasarımlar üretildi.
Jüri Değerlendirmesi
Düzenlenen atölye/yarışma formatındaki AURA Crea etkinliğinin jüri üyeleri ise:
- Ersen Gürsel (Mimar, EPA Mimarlık)
- Lory Zakar (Mimar, Archista)
- Erhan İşözen (Mimar, AURA Istanbul Kurucu Üyesi)
- Sinan İzgi (Mimar, AURA Istanbul Kurucu Üyesi)
- Alp Korkmaz (DYO İnşaat Boyaları Satış Direktörü)
- Pınar Şimşek (DYO Akademi Müdürü)
Jüri değerlendirmesi ardından Doğukan Kurt ve Su Sezer “İz’in Deşifresi” projeleri ile 20.000 tl değerindeki başarı ödülünü kazandı. 10.000 tl değerindeki jüri özel ödülünü ise Arz Mintaş ve Zeynep Yılmaz‘ın tasarladığı “Eşik” projesi kazandı.
Tüm katılımcılarımıza Arketon’dan Modernin Peşinde Üç Viyanalı Kitap Seti ve Lamy Joy Dolma Kalem hediye edildi. Değerli jüri üyelerimize ise Cam Sanatçısı Meral Değer’in tasarımını Cam Ocağı Vakfı’na bağışladığı İstanbul Kumruları Koleksiyonu’ndan renkli eserler hediye edildi.
Emekleri için tüm katılımcılarımızı kutlarız! Katkıları için değerli jüri üyelerimize, Muğla Menteşe Belediyesi’ne ve destekleri için DYO‘ya teşekkür ederiz.
Projeler:
İz’in Deşifresi
Doğukan Kurt, Su Sezer
Başarı Ödülü
Yağcılar Han’ın önünde, adını güney düğümünde bulunan Kurşunlu Camii’den alan Kurşunlu Sokağa kurulan, Perşembe Pazarı’nın bir parçası olan, genellikle kıyafet satılan sosyete pazarı üzerine analizler yapıldı. Öncelikle alanın problemleri tespit edildi; Kurşunlu Sokak, Menteşe’nin merkezindeki trafik akışının büyük bir kısmını sırtlanıyor, kuzeyden inen akışı tek yönlü bir şekilde taşıyor, yer yer ceplenmelerle 2 şeritli bir yola dönüşmüş, ancak pazar kurulduğu gün tek şeritli bir yola dönüşüyor. Sokak kesitinin üst ölçek kararlarından dolayı oluşan problemleri belirlendi; pazarı gezen yayaların araç trafiğiyle çakışması, batı cephesindeki statik kullanım için yarı açık mekan ihtiyacı olan ticari kullanımların bina önünde kullanacakları bir alanın tahsis edilmemiş olması ve yol kenarına park edilmiş araçların bu tarihi dokudaki deneyimi engelliyor olması. Alandaki bu problemleri çözebilmek amacıyla sokağın kesiti yeniden ele alındı. Bunu yaparken araç olarak, iz sürme ve deşifre yöntemi kullanıldı. Öncelikle parsel izleri ardından doğal çevrenin izleri sürüldü. Tabakhane Caddesi’nden akan dere yer yer açığa çıkarıldı. Pazar tarafında gerekli ihtiyacı karşılamak için 4 farklı işlevi olan bir kentsel mobilya tasarlandı. Kentsel mobilya, aydınlatma elemanı, atık toplama işlevini karşılayan, ve gölgelik olarak üst örtüde sarmaşık kullandığımız yerlerde sarmaşığın dolanıp cepheye uzayabileceği bir platform yaratacak şekilde tasarlandı.
Eşik
Arz Mintaş, Zeynep Yılmaz
Jüri Özel Ödülü
Eşik, Yağcılar Hanı’nın arka kapılarının açıldığı Semerciler Sokağı’nın yeniden canlandırılması ve düzenlenmesi üzerine bir çalışmadır. Kurşunlu Caddesi üzerindeki yoğun ticari kullanım ve kuzeyde yer alan Zahire Pazarı’nın sokakla kurduğu ilişki incelendi ve sokağı ticaret aksının devamı niteliğinde kurgulayıp canlandırmak için bağlantı yerleri ve geçişler oluşturuldu. Yağcılar Hanı’nın hemen bitişiğinde bulunan ve yenilenen Yağ Hali’nin avlusunun proje alanına bağlanması önerildi.
Projeye ismini veren ve mekânın bir parçası olan “Eşik”, genel itibariyle o mekânın girişi veya ön tarafı olarak belirtilebilir. Mekanın içi ve dışını bir araya getiren eşik kavramı, mekanla kurulan ilişkinin temeli ve mekana hayat veren kısmı olarak ele alındı. Bölgedeki tarihi kapılardan, Yağcılar Hanı’na girerken eğilerek geçtiğimiz Kuzulu Kapı’dan, dar sokaklarda yol boyunca uzanan sarmaşıklardan, ağaçların dallarının oluşturduğu saçaktan, geniş avlulara geçerken ilerlediğimiz dar geçitlerden esinlenerek proje alanındaki sokakların kesiştiği alanda bir üst örtü tasarlandı. Yağcılar Hanı’na girerken eğilerek geçtiğimiz dar kapının bir yansıması ve uzantısı olarak ele alınan bu eşik, ahşap bir strüktür olarak tasarlandı. Alandaki nişler değerlendirilerek sokak üzerinde oturma alanı oluşturuldu. Aydınlatma elemanlarıyla beraber tasarlanan bu üst örtünün, geceleri karanlık ve ıssız olan sokağı daha canlı ve güvenli hale getirmesi amaçlandı.
Ağaçaltı
Ebru Şevli, Mona Bilto
Tasarıma öncelikle meydanın kullanımını inceleyerek ve meydanı tanımlayan unsurları anlayarak başlandı. Meydanın günlük kullanımında, onu çevreleyen iki ticari yapının boşluğa taşması etkili olduğu gibi, üçüncü yapı ile neredeyse sağır bir ilişki kurduğu fark edildi. Eski kent yerleşimini modern yerleşime bağlayan yol üzerinde konumlandığı için meydan çevresinde yoğun bir yaya ve araç trafiği mevcut. Fakat bu yoğunluğun meydanı teğet geçtiği ve meydanın nadiren oturulan, vakit geçirilen bir alan olduğunu tespit edildi.
Meydanın mevcut durumunun iyileştirilmesi için, etraftaki kent elemanlarının düzenlenmesi, yerleştirilmesi önerildi. Yapıların cephe ve saçaklarının onarılması, sadeleştirilmesi ve kent dokusunun önüne geçmeyecek bir estetik anlayışı ile tasarlanması hedeflendi. Döşeme farklılıkları ve malzemelerde kullanım kalitesini arttıracak, mekan kullanım konforunda olumlu karşılık bulacak tasarımlar ile zemin ilişkisi kuvvetlendirildi. Meydanın var olan halinin iyileştirilmesi ile ilgili prensipler belirlendikten sonra, meydana gölge ve karakter sağlayan iki ağaç etrafında şekillenen oturma alanları tasarlandı. Park etme düzenini sağlamak ve kaldırımlarının kullanımını yayalara ayırmak için, meydanı tanımlayan ve içerisinde birçok kent elemanı bulunduran kent mobilyaları tasarlandı. Böylece, zemin ilişkisi kuvvetlenmiş, sirkülasyon engelleri ortadan kaldırılmış bir meydan kullanımı sağlandı. Eklenen kent elemanları ve mobilyalarıyla meydan kullanımında konfor artışı hedeflendi.
dokuma
Başak Bul, Meltem Güller
Proje alanı Yağcılar Hanı’nın sağır cephesinin aksında, perşembe günleri pazarında kurulduğu cadde ve her gece aktif olarak kullanılan bir barın avlusuyla kesişmekte. Bu sokak olarak çoğunlukla yerel halk tarafından kestirme olarak kullanılmaktadır. Taşıtların kullandığı bir sokak olmadığı için otopark gibi kullanılmaktadır. Han ile ilişkisi güçlendirmek ve arasta bölgesini keşfetmeyi teşvik etmek için öncelikle mevcuttaki yapıların onarılmasını ve korunmasını sağlayacak ürünlerin alanda uygulanmasını öneriyoruz. Bakımlar tamamlandıktan sonra mevcuttaki tarihi dokuya uygun olmayan tabela, tescilli binaya boya uygulanması ve yapılara ait olmayan elemanlar hakkında toplumu bilgilendiriyoruz.
Yağcılar Han’ında yoğunlukla kilim ve halı satılmasına karşın,ürünlerin çoğu çevre köylerden tedarik edilmekte. Kolektif olarak kilim dokumanın topluma ve ekonomiye katkısından ve hanın etnik atmosferini veren dokulardan, dokumalardan ve renklerinden esinlenerek kullanıcı deneyimiyle şekillenebilecek bir kısa süreli enselasyon önerisi geliştirdik. İplerin ve ellerin dokuma hareketini, sağır cephede bir yansımasını oluşturarak kullanılan oturulan veya sallanılan elemanların makara sistemleriyle birlikte hareket edebilmesini sağladık.
Metal profiller, Yağcılar Hanı’nın metal cam detaylarına tutunarak öncelikle yapıya saygıyla girmeyi sağlayan kapıyı mimik ederek, bizi bir koridora alarak, duvarla ilişki kurmamızı sağlarken, 3 cm’lik renkli kumaşların profillere bağlanmasıyla elde edilen gölgelik günün saatlerini algılamamızı sağlıyor. Makara sistemi ile kurguladığımız oturaklar açıldıktan sonra üçlü makara sayesinde raylı profillere bağlı ikinci gölgeliğin 100 cm’den fazla hareket etmesini sağlayarak dokuma hareketini mimik ediyor. Kullanıcının deneyimine göre kurgulanabilecek bir mekan oluşturarak Han’a olan ilginin artmasını hedefliyoruz.
Simbiyoz
Ş. Büşra Özmen, Zeynep Adar
Alanın çevresi ile kurabileceği ilişki senaryoları incelendiğinde caddenin bulunduğu aksın tarihi bir geçiş olduğu görülür. Özellikle Yağcılar Hanı’na açılan cadde mekanla uyumlu şekilde çalışmaz. Han cephesinin baktığı cepheler tabela ve renkli tenteler,afişlerle bezenmiş olup Arasta Pazarı’nın bulunduğu dokudan bağımsızdır. Muğla bölgesi cepheleri düzenlenmesinde cephe elemanları için ortak renk skalası ve malzemeleri kullanılmıştır. Tarihi bölgedeki eski tabela kullanımından fikir alınarak modern,tasarlanmış, cepheye takılan aynı zamanda sundurması olan bölgelere de takılabilen tabela/pano fikri uygulanmıştır. Aynı zamanda Arasta Pazarı’yla da kurduğu ilişkiden gelen sarmaşık kullanımı buradaki cepheye takılan strüktürle bütünleşerek Han’ın karşısındaki alanın da yeşille bütünleşmesi sağlanır.
Yağcılar Hanı avlu bölgesindeki taş kullanımı Kurşunlu Caddesi boyunca da devam eden ağaçların olduğu bölgelerde dere taşı kullanılırken, kaldırımda avludaki kayrak taşı sürekliliği sağlanır. Kurşunlu Caddesi kaldırımlarından ve Yağcılar Han’ının avlusuna doğru da geçen bölgenin karanlık ve pasif kalmasından dolayı zemin aydınlatması önerilmiştir. Muğla kenti antik dönemden günümüze kadar gelmiş katmanlı bir yapıya sahiptir. Kentteki dokuların ve yapıların renklerinden yola çıkılarak DYO boyaları ile “Muğla Simbiyotik Renkler” renk kartelası oluşturuldu.
Bereket
Eda Ünal, Şeyda Aydın
Yapılan çalışmalar ve gözlemler aracılığıyla mekanın güçlü, zayıf, fırsat ve tehdit olarak sayılabilecek özellikleri incelenmiş ve öneriler üretilmiştir. Sunulan öneride tarihi hanın avlusuna ahşap bir yükseltilmiş döşeme tasarlanmıştır. Kurşunlu Caddesi girişinde güneydoğu rampasından başlayıp avluda dolanarak mevcutta açık bulunan kuzeybatı kapısından çıkış yapılacak şekilde yerleştirilmiştir. Döşemenin formu alanda gözlemlenen yaya akışını, hareketlerini gözlemleyerek, ihtiyaçlarını analiz ederek ve avlunun farklı kullanımlara izin verebileceği tasarlanarak oluşturulmuştur. Mevcutta kapalı olan güney batı cephesindeki kapının açılması önerilerek yaya erişimini ve sirkülasyonunu artırmak hedeflenmiştir. Avluda bulunan plastik şemsiyelerin yerine asma germe saçaklar yerleştirilmiştir. Saçakların lokasyonları, güneşlenme analizi yapılarak yapının ve avluda bulunan ağaçların gölge sağlayamadığı alanlara olacak şekilde belirlenmiştir. Plastik masa ve sandalyeler yerine modüler metal strüktürden ve ahşap oturma tablalarından kent mobilyaları tasarlanmıştır.
Avluya gelen kullanıcılar tarafından ilgi çeken ve tarihinde dokumacılık sanat kooperatifinin kurularak faaliyete geçtiği handa dokuma halıların önemli bir yeri olduğu tespit edilerek dokuma Anadolu halılarından esinlenerek bir renk paleti oluşturulmuştur. Oluşturulan bu renk paleti ve anadolu kilim motifi simgeleri, tasarlanan kentsel mobilyaların metal kısımlarında ve mağazaların tabelalarında kullanılmıştır
Arasta: Dönüşen Yaşam Sokağı
Merve Akçin, Nüket Barutçu
Bu çalışmada, rengin mekandaki dönüştürücü özelliğinden yararlanılarak bir üst örtü önerilmiştir. Bu üst örtü aynı zamanda sergi alanı, oturma alanı olarak işlevlendirilmiştir. Renkli örtü Yağcılar Hanı’nın karşısında bulunan Saraçlar Sokak’tan başlayarak kullanıcıları sokağa çağırır ve Kocahan Sokak’tan Kurşunlu Camii’ne çıkan sokağa kadar devam eder. Bu üst örtünün öncelikli görevi eskiden uğrak yeri olan fakat şimdilerde çok kullanılmayan insanların sadece geçip gittiği bir yol haline gelen bu sokağı canlandırmak ve bir uğrak noktası haline getirmektir. Renkli bir üst örtü önerisi ile sokak ve çevresinin algılanabilirliğinin arttırılması, insanların sokak ve çevresini kullanmaya ve ziyaret etmeye teşvik edilmesi ve herkesin kullanımına açık nitelikli bir sokağa dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Sokakta bulunan yıpranmış cephelere sahip betonarme yapıların mekânın tarihi kimliğine zarar vermemek adına tescilli yapıların özgün rengi olan beyaz ve yakın tonları ile boyanması önerilmektedir.
Sokağın görünürlüğünü arttırmak için yörede bol miktarda yetişen turunçgilleri temsilen ‘turuncu’ kullanılmıştır. Turuncu, neşeyi, güneşin sıcaklığını, hevesli olmayı, merakı, mutluluğu, yaratıcılığı, kararlılığı, çekimi, başarıyı, cesareti ve enerjik olmayı simgeleyen bir renktir.
Üst örtü, oturma birimleri ve sergi alanının malzemesinde yine yörede çokça kullanılan ahşap tercih edilmiştir. Atık malzemelerin Dyo ile iyileştirilip dönüştürülerek yeniden kullanımına imkân sağlanmıştır. Böylece daha az ağacın kesilmesine ve ahşabın kullanım ömrünü uzatılmasına imkan verilmiştir.
Tüm katılımcılarımızı tebrik ederiz!